Çarşamba, Aralık 13, 2006

Zencefilli Kurabiye Adamlar ve Şimdiden Mutlu Yıllar

Bu bıcırık kurabiye adamları hep çok sevmişimdir ama şimdiye kadar hiç kendimiz yapabiliriz diye düşünmemiştim. Niyeyse… Artık artan domestiklik katsayımdan mıdır bilinmez, yaptık. Yaparken o kadar çok eğlendik ki, bu kurabiye adam olayı artık her sene tekrarlanacağa benziyor. Ayrıca pişerken evi saran o müthiş lezzetli kokuları da unutmamak gerek.

Tarif Martha Stewart’tan. Bu kurabiyeler ‘chewy’ ama aynı zamanda dekore edilebilen cinsten oldular. Bir de daha kıtır bir çeşidi var ama bu bence çok iyi oldu.

Malzemeler (yaklaşık 25 adet büyük kalıp adam için):

  • 6 kap un
  • 1 çay kaşığı karbonat½ çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 kap tuzsuz tereyağı
  • 1 kap esmer şeker
  • 4 çay kaşığı toz zencefil
  • 4 çay kaşığı tarçın
  • 1 ½ çay kaşığı toz karanfil
  • 1 çay kaşığı ince çekilmiş karabiber
  • 1 çay kaşığı toz acı kırmızı biber (cayenne cinsi)
  • 1 ½ çay kaşığı tuz
  • 2 yumurta
  • 1 kap dut pekmezi

Yapılışı:

Büyükçe bir kaba unu, karbonatı ve kabartma tozunu birlikte eleyin.

Beri tarafta el mikseri ile tereyağı ve şekeri pofuduk olana kadar karıştırın. Buna tüm baharatları, tuzu ve sonra da yumurtaları ve pekmezi ekleyin. Bu karışıma unu da karışıma yedire yedire ekleyerek karıştırmaya devam edin. Unun yaklaşık yarısı kadar eklendikten sonra el mikseri ile karıştırmak zorlaşacağından ellerinizle duruma müdahale edin. Oluşan hamuru üçe bölün, plastik filme sarıp buzdolabında en az bir saat dinlendirin.

Fırını 175 ºC (350 F)’a getirin. Unladığınız tezgahın üzerinde hamuru ½ cm kalınlığında açın. Kurabiye kalıbınızla istediğiniz şekli verin. Yağlanmamış tepsiye yerleştirip 15 dk kendilerine gelmeleri için buzdolabında beklettikten sonra yaklaşık 12 dk kadar pişirin. Tel üzerinde soğutun. Tel üzerine aktarırken bir iki ufak kaza yaşanabiliyor, kafa veya bacaklar kaybediliyor genelde. Tel üzerinde soğutulmayacaksa 10 dk pişirmek yeterli olur sanırım. İyice soğuduklarından emin olduktan sonra kendi hazırladığınız veya hazır icing ile kurabiyeleri süsleyebilirsiniz. Asıl eğlence de orada başlıyor :)

Afiyet Olsun…

Bu vesile ile Erik Ailesi olarak herkesin yeni yılını da şimdiden kutlarız. Yeni yılın herkes için öncelikle sağlıklı, dünyamız ve memleketimiz için de barış ve birliktelik dolu geçmesini diliyoruz. Herkese Sevgiler.

(Yeşil + Dalgıç) x Erik

17 Comments:

Blogger upperBound said...

Nedense aklima Shrek geldi...Bende deniyecem ama tum bu malzeme ile bir tane yapmaya calisacam...Bakalim oluyor mu?

5:15 ÖS  
Blogger ycurl said...

Benim de gecen gun aklimdan geciyordu. Acaba artan domestik yeteneklerimle bu kurabiyeyi denesem mi diye :)
Size de guzel, basarili, saglikli, huzurlu ve bilumum guzel sifatlarla dolu yeni bir yil diliyorum...

5:41 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Hade tahmin edin, hangi adami kim boyadi...

6:15 ÖS  
Blogger Mavi said...

Yeni yıl demek zencefilli kurabiye demek benim için. Gecen yıl yapmıstım ve yılbası gunu goturmem gereken yere goturmeyi unutup tum ocak ayı boyunca bolca tuketmistik. Bu yılda yapmalı:)

2:03 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Yanına sakızlı çamlar da yapsam, ginger man sevinir mi?

7:53 ÖÖ  
Blogger Aysin said...

Kurabiyelerin sekilleri cok komik ve guzel olmus.:))
Sizede basarili,saglikli ve mutlu bir yil diliyorum. Sevgiler

12:34 ÖS  
Blogger Aysin said...

Dalgic hangi adami kim boyamis diye sormus tahmin ediyorum :))Dili disarda olanlari,Uzaydan gelen adami(favorim),dislek olanlari sen boyamissin gibi duruyor:)

12:37 ÖS  
Blogger ycurl said...

Dalgic,
ciddiyetsiz adamlari sanki sen boyamissin gibi duruyor :)Aysin'in tahminlerine katiliyorum.

1:01 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Aysin, Ycurl, haklisiniz; ciddiyetsizler benim. :) En azindan ilk yapilanlar... Sonra Yesil Erik de dil cikaran birkac tane yapti. Yalniz en sol ust kosedeki hain bakisli bir tane var. Yesil Erik fotograflari cekerken elini saklamis. Ilk yaptigim oydu. :) Yapmasi cok keyifliydi dogrusu, cok eglendik.

9:14 ÖÖ  
Blogger Nukhet said...

Merhaba

Burayi ilk ziyaret edisim. Zencefilli kurabiye ararken ciktiniz karsim. Ben de istiyorum bu kurabiyelerden ya . Yapip ben de yayinlayacagim en kisa zamanda. Sevgiler

4:02 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

harika görünüyorlar ellerinize sağlık

7:30 ÖÖ  
Blogger Tijen said...

yesil, dalgiç ve erik iyi is çikarmislar. kendilerini kutluyor, bir sonraki yilbasinda dalgiç zencefil adam kurabiyeleri istiyoruz. neden diyeceksin, birden öyle çikti agzimdan. sevgiler,
tijen

1:05 ÖS  
Blogger nilay said...

harika olmuş bunlar :)
insan yemeye kıyamaz bozulacaklar diye...ellerine sağlık...iyi bayramlar mutlu yıllar diliyorum :)
sevgiler

nilay
www.cafesardunya.blogspot.com

5:02 ÖS  
Anonymous Adsız said...

yaa ne kadar güzel olmuş. Hele soldan ikinci picasso yüzlüye bayıldım :) ellerinize sağlık

12:16 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Hepinize yorumlariniz icin cok tesekkurler, cok tatlisiniz :) Gec yorum icin ozur diliyorum, burayi o kadar ihmal ettik ki. Geldigimizden beri isten gucten hicbir seye zaman bulamadik. Yeni yil cok yogun basladi. Hepinize sevgiler...

12:52 ÖS  
Anonymous Adsız said...

merhaba her yil zencefilli kurabiye adamlar yapmak isterim ama bu sene kesin yapacagim bazi tarifler arastirirken rastladim sizin kurabiye adamlara dogrusu diger tariflere gore cok degisik yani icinde karabiber, kirmizibiber var, ilginc geldi dogrusu sanirim sizin tarifinizi deneyecegim. Herkese iyi seneler ayca burnak

5:23 ÖÖ  
Blogger Ayse Pamuk said...

Zencefilli kurabiye adamlar çok tatlı olmuş ellerinize sağlık

6:26 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Aralık 11, 2006

Karışık Kızartma

Rakı sofrasından son tarif.

Malzemeler:

  • Dilediğiniz miktarda patlıcan, kabak, yeşil biber
  • 2-3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • 2 diş sarmısak (ince kıyılmış)
  • 2 yemek kaşığı sirke
  • Tuz

Yapılışı:

Patlıcanlar alaca soyulup 1 cm kalınlığında dilimlenir. Büyükçe bir kapta hazırlanmış olan tuzlu suya atılır. 15-20 dk bekletilip kara suyu süzüldükten sonra kağıt havlu ile kurulanır.

Kabaklar kabukları soyulup dilimlenir.

Yeşil biberler irice doğranır.

Sıvı yağda önce kabaklar, sonra biberler, en son da patlıcanlar kızartılır.

Sos için:

Zeytinyağı hafıf kızdırılır ve sarmısaklar eklenir. Sarmısakların renkleri hafifçe dönmeye başlayınca domatesler eklenir, sarmısaklar yumuşayana ve domatesler suyunu biraz çekene kadar pişirilir. İstediğiniz kadar sulu bırakabilirsiniz. En son 2 yemek kaşığı sirke koyulur ve tuzu ayarlanır. Kızarmış sebzelerin üzerine dökülür. Yanında sarmısaklı veya sarmısaksız yoğurtla servis edilir.

Afiyet Olsun...

3 Comments:

Blogger kuzine said...

Offf buna dayanılmaz işte, kokusu bile geldi :)) bir küçük bitirir gibi geldi bana, ellerine sağlık.

1:22 ÖS  
Blogger Tijen said...

ooooo birileri döktürmüs!
e ne diyeyim bizi de çagirsaydin da biz de yiyeydikten baska..
afiyet olsun!
tijen

10:20 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Kuzine, tesekkurler :)

Tijencim, bekleriz ;)

4:38 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Perşembe, Aralık 07, 2006

Zeytinyağlı Bezelyeli Enginar Göbeği

Rakı soframızdan tariflere devam. Diğer mezelerden enginara pek sıra gelemedi o akşam ama daha sonra zevkle yedik. Hem bekledikçe tadı da yerine geliyor :)

Malzemeler:

  • 1 kg enginar göbeği
  • 1 büyük soğan (küp küp doğranacak)
  • 250 gr bezelye
  • ½ limonun suyu
  • 1 diş sarmısak (ince kıyılmış)
  • 4-5 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • 1 avuç doğranmış dereotu
  • Tuz
  • Karabiber

Yapılışı:

Soğan ve sarmısak hafifçe kızdırılmış zeytinyağında tuz da eklenerek biraz çevrilir. Buna enginarlar, bezelye ve dereotu eklenir. Ben hem enginarları hem bezelyeyi dondurulmuş kullandığım için ayrıca sadece yarım bardak su ekledim. Yarım limonun da suyu sebzelerin üstünde gezdirildikten sonra kısık ateşte enginarlar yumuşayana kadar, yaklaşık 45 dk pişirilir. Süre biraz uzun gelebilir ama göbeğin sert dış yaprakları bu sürede ancak yumuşuyor.

Erik Bahçesi’ni ABD’den takip edenler için dipnot: Enginar göbeğini TraderJoe’sdan aldım. Daha önce Kroger’dan Privat Selection marka olandan da almıştım. İkisi de iyi sonuç verdi. Dondurulmuşun lezzeti ne kadar iyiyse o kadar iyi tabii.

Afiyet Olsun...

4 Comments:

Blogger Zeynep M. TÖRE said...

Enginar ne guzel bir sebzedir degilmi? Agizda biraktigi o lezzeti baska hicbir sebzede bulamiyorum ben nedense. Bu sene baharda Turkiye'me dondugumde tam zamani idi, nerede ise kahvaltida bile enginar yedim Izmir'e gittigimde :))
Ben Texas'da iken ( hahah ben amerikadayken muhabbeti gibi oldu)
Sam's Clubtan koca kavanozunu $ 6 a aliyordum, yunanlilarin yaptigi sadece gobek enginarlardi. 3 lb kadardi yanlis hatirlamiyorsam.
Eger yakinlarinda var ise almani tavsiye ederim.
Afiyet olsun sizlere.

9:01 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Aynen ben de cok severim enginari Zeynepcim, enginar gibisi yok. Iyi yapmissin bol bol yemekle, afiyet olsun :) Bahsettigin kavanoz enginardan gormedim ben bizim Sams'de, ama belki de dikkat etmedim. Bir bakayim var mi.

5:49 ÖS  
Blogger bgm said...

Yesilerik sana mail attım! Aldın mı? Bu arada enginarı ben de cok severim.. :)

12:52 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Aldim, ben de sana cevap yazdim Bgmcum.

6:00 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Aralık 04, 2006

Mezeler


























Yoğurtlu mezeler için önce süzme yoğurdumuzu hazırladık. Bunun için en büyük boy
süzgecin (yaklasik 20 cm capinda) üstüne iki kat kağıt havlu koyup altına da büyükçe bir kap yerleştirdik. 1,5 paket (yaklasik 1 kg) yoğurdu üzerine koyup buzdolabında süzülmesini bekledik. Koyu kıvamlı olması için en az 36 saat öncesinden işlemi başlatmak gerekmekte. Biz buradaki inek sütünden yapılan plain yogurt’tan kullandık.

Sarmısakları da havanda tuzla iyice öldürdükten sonra mezelerimize birer birer ekledik.

Yoğurtlu havuç rendesi

  • 3 adet büyük havucun rendesi
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • ½ çay kaşığı toz şeker
  • 1 avuç maydonoz (ince kıyılmış)
  • 4 yemek kaşığı süzme yoğurt
  • 2 diş sarmısak
  • Tuz

Havuçlar üzerlerine şeker serpilip zeytinyağında sularını salıp çekene kadar pişirilir. Sarmısaklı süzme yoğurtla karıştırılır. Maydonozu eklenir, kırmızı biber ile süslenip servis edilir.

Kırmızı lahana mezesi

  • ¼ orta boy kırmızı lahana (ince kıyılmış)
  • 2 dilim bayat ekmek içi
  • 1 tatlı kaşığı sirke
  • 4 yemek kaşığı süzme yoğurt
  • 2 diş sarmısak
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı tuz

Kırmızı lahana tuzla ovulur ve mutfak robotunda zeytinyağı eklenerek püre haline getirilir. Bayat ekmek içleri suda yumuşatılır ve fazla suları süzüldükten sonra robottaki lahanaya eklenir ve hep birlikte bir iki kez daha karıştırılır. Bu püre sarmısaklı süzme yoğurtla karıştırıldıktan sonra sirkesi ve tuzu eklenir. Kırmızı biber ile süslenip servis edilir.

Babaganuş

  • 4 adet ince patlıcan (közlenecek)
  • 1 yemek kaşığı tahin
  • 1 tatlı kaşığı limon suyu
  • 4 yemek kaşığı süzme yoğurt
  • 2 diş sarmısak
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Tuz

Patlıcanlar is tadı almaları için önce ocağın üzerinde közlenir. Kabuğu hafıfçe yandıktan sonra 200 C (400 F) fırında içleri iyice yumuşayana kadar pişirilir. Soğuduktan sonra kabukları soyulur ve içleri bir süzgece koyularak kara suyunun akması sağlanır. Bu işlemden sonra çatalla ezilerek sarmısaklı yoğurt, tahin, zeytinyağı ile karıştırılır. Tuzu ayarlanır, kırmızı biber ile süslenip servis edilir.

Haydari

  • 4 yemek kaşığı süzme yoğurt
  • 2 diş sarmısak
  • 1 yemek kaşığı nane
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Tuz

Nane sarmısaklı yoğurtla karıştırılır. Zeytinyağı ve tuzla tadı ayarlanır, kırmızı biber ile süslenip servis edilir.

Muhammara

  • 2 kap iç ceviz
  • 8 yemek kaşığı domates salçası
  • 2 diş sarmısak
  • 1 yemek kaşığı kimyon
  • 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı tuz

Ceviz ve sarmısak robottan geçirilip baharatlar eklenir. Salçayla karıştırlıp tuzu ayarlanır.

Cevizli yoğurtlu meze

Muhammara için yapılmış olan cevizli, sarmısaklı, baharatlı karışımdan 2-3 yemek kaşığı aşırılır. Buna 3 yemek kaşığı süzme yoğurt eklenir. Kırmızı biber ile süslenip servıs edilir.

Misket Köfte

  • ½ kg dana kıyması
  • 1 kap ekmek kırıntısı
  • 1 yumurta
  • ½ yemek kaşığı kimyon
  • ½ yemek kaşığı köfte baharı
  • Tuz
  • Karabiber

Malzemeler karıştırıldıktan sonra 2.5 cm çapında top şekli verilir. Yayvan bir yapışmaz tencerede ½ cm yükseklikte olacak sekilde eklenmiş sıvı yağda pişirilir.

Ezme Salata

  • 1 domates (kabukları soyulmuş, çok küçük küpler şeklinde doğranmış)
  • 1 iri yeşil biber (çok küçük küpler şeklinde doğranmış)
  • ½ ufak soğan (çok küçük küpler şeklinde doğranmış)
  • ¼ demet maydonoz (ince kıyılmış)
  • 1 tatlı kaşığı acı biber salçası
  • ½ diş sarmısak (tuzla havanda dövülmüş)
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı sumak
  • 1 çay kaşığı kırmızı pul biber
  • Tuz

Tüm malzemeler karıştırılır.

Bu mezeleri yiyin, afiyet olsun, ama yanınızdakilere de yedirin. Hatta mümkünse yedikten bir 24 saat sonrasına kadar toplum içine çıkmayın, evinize kapanın, film filan izleyin. Neden mi? E adam başı en az iki diş taze sarmısak yemiş olacaksınız. Gene de siz bilirsiniz canım :)

6 Comments:

Blogger ycurl said...

Aman pek guzel bu mezeler... Bana meze olsun baska bir sey olmasin zaten. Yaninda da kizarmis ekmek. Turk restoraninin ascisindan acili ezme icin ogrendigim bir puf noktasini soyleyeyim. Efendim sogan daha sonra suyunu salmasin diye o karisimi ezip suyunu cikaracakmissiniz sogani kattiktan sonra. Bu da boyle bir bilgi oluversin benden musaadenizle ;)

5:26 ÖS  
Blogger evcilkedi said...

Hepsi de çok güzel! Özellikle kırmızı lahanalı olanı hiç duymamıştım. 2 günlük karantina fikrine ben de katılıyorum, ama o kadar da antioksidan yemiş olacağız, canımız sağolsun:-) Selamlar

9:07 ÖÖ  
Blogger Fast food kültürüne inat tabakta lezzetler... said...

Merhaba mezelerin hepsi çok güzel görünüyor ellerine sağlık.
Hoşça kal.

3:21 ÖÖ  
Blogger Mavi said...

Bayıldım mezelere:) Bana da beklerim:)

3:22 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Ycurlcum sagol. Evet biraz suyunu salmisti ezme. Bi dahaki sefere dedigin gibi yapariz, hatta soganlari da onceden oldurme taraftariyim ben.

Tulin, tesekkurler. Sarmisaklar icin de haklisin ya, canimiz sagolsun hakkaten :)

Tabakta, hosgeldin :) Tesekkur ederiz.

Mavi sagol, cok tesekkurler. Iade-i ziyaret yapacagim :)

4:06 ÖS  
Blogger BaharYeli said...

Elinize saglik, mezeler harika görünüyor. Mutlaka deneyecegim, tessekkürler.

9:21 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Çarşamba, Kasım 29, 2006

Fırında Patatesli Orfoz

Hindiye alternatif olarak büyükçe bir balık yapma fikri geçen yıldan beri aklımızın bir köşesinde duruyordu. Bunun için üç gün öncesinden WholeFoods’da aldık soluğu. Öğrendik ki o hafta ellerinde orfoz (grouper) dışında başka tek büyükçe balık somon olacakmış. Doğrusu somonu başka zamanlarda da sıkça tükettiğimiz için almak istemedik. Orfozu da hatta benzeri büyükçe bir balığı da daha önce hiç pişirmemiştik. Birazcık çekinerek de olsa aldık. Sanırım altından kalktık bu işin, sonuç gayet başarılıydı. Orfoz yerine başka beyaz etli bir balık da bu yöntemle gayet iyi sonuç verir tahmin ediyorum.

Malzemeler:

  • 1 adet büyük orfoz (yaklaşık 2.5 kg)
  • 2 büyük patates (ince para para dilimlenecek)
  • 2 büyük soğan (piyazlık doğranacak)
  • ½ demet taze kekik
  • ½ demet maydonoz
  • 10-12 adet defne yapraği
  • Zeytinyağı
  • Tuz
  • Karabiber
Yapılışı:

Orfozu alırken balıkçınıza söyleyin, içini, büyük yüzgeçlerini ve pullarını güzelce temizlesin. Pişirmeden önce bir posta da siz evde yıkayın ve kağıt havluyla kurulayın. Büyükçe bir fırın tepsisine parşomen kağıdı veya alüminyum folyo döşeyin. Soğanları 3 yemek kaşığı kadar zeytinyağı ile karıştırıp kağıda yayın. Üzerlerine patatesleri döşeyin. Onların üstüne de balığı oturtun. Balığın içini ve dışını bolca tuzlayın ve karabiberleyin. İç kısmına 4-5 adet defne yaprağı, taze maydonoz ve kekiği yerleştirin. Balığın üzerini de zeytinyağı ile ayrıca ovun. Sonra bıçakla 5 cm uzunluğunda gövdeye dik kesikler atın. Bu kesiklerin üzerlerine de birer defne yaprağı koyun. Balığın alt taraflarına da birkac adet defne yaprağı yerleştirin ve üzerine gene folyo veya kağıt kapatarak 200 ºC (400 F) fırında yaklaşık 70 dk pişirin. Daha sonra bu kağıdı kaldırın ve fırının üst ızgarasını açın (broiler). Bu biçimde balığın üstü de kızarana kadar 20 dk daha pişirin. Bu aşamada başından çok ayrılmamakta fayda var, kuvvetli ateşte üstü hemen yanabilir.

Balığın içinin tam pişip pişmediğini anlamak için şef bir arkadaşımız şu yöntemi önerdi: Her seyden önce mutfağınızı mis gibi bir balık kokusu sardıysa çok yaklaştınız demektir. Ama tam emin olmak için bir kürdanı alın ve balığın gövdesinde omurgasına yakın kalın bir yerine saplayın. Yaklaşık 30-40 sn bekletin. Kürdanı çıkardığınızda ucu sıcaksa balığın içi de pişmiş demektir.

Afiyet Olsun...

2 Comments:

Blogger Oya Kayacan said...

Sofradan doğru tarife gelerek way way way diye iç geçiriyorum. Tamam olmuş yine senaryo da oyuncu eksikliği var. Ben nerdeyim, neredeyim beeen?

Eskiden balık tutmaya tahammül edebilirdim. Ege sefalarında atılırdı parakete, takılırdı zavallı orfozlar ucuna... Kocaman beşer altışar kilo. Çeşme'de evimiz avlusunda yanardı ateş, öyle mangal falan değil, resmen ocakbaşı lokantaların ateşleri gibi upuzun. Toplanırdı eş dost, hatta yoldan geçen. Çünkü ev dört yol ağzı, tam da Altın Yunus'a inen. Falan filan, falan...

Şükraaaan.

3:29 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Oyacim, biz de seni andik :) Sofrayi hazirlarken raki bardagi yetecek mi acaba diye dusundum. Yetmezse biz de Oya gibi su bardagina koyar hatta icine bir cubuk da salatalik koyup oyle iceriz dedim Erik'e :)

Demek 5-6 kiloluk orfozlar ha!! Ne guzel bir muhabbetmis sizinkisi de :)

Her zaman bekleriz Oyacim, belki yolun duser bu tarafa, belli mi olur?

5:49 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Salı, Kasım 28, 2006

Rakı Sofrası

Bu yıla kadar şükran günlerinde hep hindi pişirdik veya yedik. Hindi çok pişti, az pişti, kuru oldu, pişmesi uzun sürdü derken bütün gün uğraşıp sonunda da stresten bunalmış, yorgun düşerdik. Bu yıl bir değişiklik yapmak istedik ve şöyle güzel bir rakı sofrası kuralım dedik. Hafif mezeler, mis gibi bir balık, yeşillik, arada damaklarimizi şımartmak için biraz kızartma... Kısacası başından kimsenin kolayca kalkmak istemeyeceği, uzun uzun oturulup sohbet edilecek bir sofra kurmak, o sofranın başında oturmak çok çekici geldi. Uzun lafın kısası, bundan sonra bir daha hindi zor pişiririz, öyle görünüyor :) İşte meze ağırlıklı menümüz:

Mezeler:

Babaganuş
Beyaz peynir

Cevizli yoğurtlu meze
Ezme salata

Haydari
Humus
Karışık kızartma
Kırmızı lahana mezesi
Limonlu roka
Mantar salatası
Muhammara
Midye Dolma
Misket köfte
Yeşil zeytin
Yoğurtlu havuç rendesi
Zahterli sıcak pide
Zeytinyağlı bezelyeli enginar göbeği

Ara sıcak:

Peynirli pastırmalı sigara böreği

Ana yemek:

Fırında patatesli orfoz

Tatlı:

Cevizli kabak tatlısı

Arka Fonda:

Müzeyyen Senar

Yanınızda:

Sevdikleriniz

Assolist:

Tekirdağ Yaş Üzüm Rakısı

Mezelerin çoğunluğunu evde kolayca yapılabilecek malzemelerden seçtik. Bolca sarmısağı ve süzme yoğurdu hazır edin yeter. Tarifler çok yakında...

8 Comments:

Blogger ycurl said...

Ah tam karnim acken buraya bakmamaliydim. Mezeler, balik ve raki... Bu sofra uzerine susuyorum ben :)

5:06 ÖS  
Blogger fethiye said...

ayip be!

biz hindi, cranberry sauce zart zurt, siz boyle seyler. ama agzinizin tadini biliyorsunuz, ben simdi tek basima 3 yetiskin insana nasil anlatabilirdim ki raki & balik hindiden daha iyidir diye?!

ozendim.

1:06 ÖÖ  
Blogger Mavi said...

Bayıldım:)Daha gecenlerde (cmtsi aksamı) aynı seyi yapmamıs olsaydık kucuk kız cocukları gibi parmak kaldırıp "bende istiyommm, bende" derdim:)

6:32 ÖÖ  
Blogger evcilkedi said...

Benim de içim gitti, o ne güzel sofra öyle. Şöyle mezeli bir sofraya oturmayalı epey oldu. Tarifleri bekliyorum. Ellerinize sağlık

1:02 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Ycurlcum, yakindir sen de TR'de yaparsin artik meze, balik, raki :)

Fetcim, valla ne diyeyim, sen baska bir gune/geceye sakla bu muhabbeti, alistira alistira anlat :)

Mavi, hosgeldin :) Size de afiyet olmustur umarim.

Tulin, sen de hosgeldin :) Ve de tesekkurler. Sira sira yayinlayacagiz tarifleri, bakalim :) Cok da fazla bir sey yok aslinda ya, birbirinin turevi olan seyler...

5:44 ÖS  
Blogger Pınarın Kulubesi said...

yani bu sofra gibisini hiçbir lüks restoranda arasanız bulamazsınız
beyler çok şanslı.. menü çok çok güzel hazırlanmış
mezelerinden ana yemeğine ve tatlısına kadar..
bencede bu sofradan sonra kimse hindiyi kabul etmez:)
sevgiler

4:18 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Pinar cok tesekkurler. Hosgeldin bu arada.. Biz de bundan sonra hindiyi kabul edemeyecegiz, oyle gorunuyor :) Ama baskasi yaparsa yeriz tabii :)

5:52 ÖS  
Blogger Unknown said...

Yaa cok güzel gözüküyor, harika bir sofra olmus, kuranin eline saglik!
Ben bu bloga bayildim! Yurtdisinda yeni yasamaya baslayan bir vatandas olarak (Almanya'ya yeni tasindik Türkiye'den), Türk yemekleri (dogru düzgün Türk yemeklerini yani, burada fast food'a cevrilmis olan acayip baharatli dönerleri degil) nasil özlüyorum anlamatam. Midye dolma tarifinizi okuyarak kesfettim blogunuzu, simdi de bu... ah ah... Amerika'da olsak vallahi kapinizi calip, Tanri misafiri geldi diyerek size konuk olmak isterdik. :)
Afiyet, bal seker olsun. :)
Almanya- Aachen'dan selamlar!

Pinar A.

12:37 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Salı, Kasım 14, 2006

Basit Ama Lezzetli-Mantarli Durum

Bir Pazar gunu gec kahvalti edilmis, miskinlik yapilmis, yapilacak isler, Pazartesi’nin agirligi yavas yavas cokmeye baslamis iken ustune bir de karin acikirsa ne yapilir? Pek de usenilir bir seyler yapmaya ama... Disaridan almak gibi bir secenek de yok. Pizza soylesen gelmesi rahat bir 45-50 dk surer. Eldeki yemek kitaplarina soyle bir goz gezdirilir. Bir iki fikir ucusur kafada. Buzdolabinin kapagi acilir ve icinde ne var ne yok diye bir bakilir.Dolapta goze carpanlar: Bir gun once aldigimiz flour tortilla’lar, bilimum sebzeler, buzlukta mushroom medley!!! Hemen vok kapilir, 2 kasik zeytinyagi hafif kizdirilir ve ustune yarim paket dondurulmus mantarlar eklenir. Bir cozurdama, bir hisirdama. Patirtili basladik. Tuzunu da koydum, sularini salsinlar, sonra ceksinler, ben onlara yapacagimi bilirim… Tamamen donmus olmalarina ragmen paketten o kadar guzel bir mantar kokusu geliyor ki. Neler yok ki aralarinda. Oyster, enoki, crimini, portobello… Kendimi ormanda mantar toplamaktan yeni donmus Sirine gibi hissedecegim, yakindir…

Buzlukta sira sira dizilmis, yazdan bize yadigar dondurdugumuz domatesler var. Buyuk bir taneyi kapip atiyorum mikropdalgaya… O cozulurken bir tane Serrano biberi (dikkat biraz aci) cekirdekleri ve icindeki beyaz dokularindan kurtarilarak dilimlenir. Mantarlar suyunu cekmek uzere, onlara eklenir. Domates? Evet iyice salmis kendini. Amanin suyu dokulmez! Kabugu kolayca siyrilir ve bicakla ufak parcalara dogranir. Mantar ve biberlere eklenir. Acaba cok mu sulu oldu? Ates hic kisilmaz, hep en harlida. Yaklasik 7-8 dk domatesin suyu ucana kadar cevrilir. Bir avuc dogranmis maydonozu unutmamali. Ekleyip bir iki daha cevrilecek, tamamdir. Hic sogan veya sarmisak eklemedim, hmm??? Olsun iyi oldu. Onlarsiz yemek olmaz, ama bu da yemek degil ki zaten, ara yemek, yemekimsi…

Tortillalar firinda biraz isitilip kabartildiktan sonra ustune mantarli-biberli-domatesli guzellik eklenir. Sonra da iyi kalite parmesan rendelendi mi tamam. Tuzlu, aromali lezzet yagmuru. Sarilacak ve minik bir durumcuk olacak. Ortadan ikiye de kestik mi pek sik olur. Tadi? Tadi nasil oldu peki? Bence harika, Erik biraz tuzlu olmus dedi, siz ne dersiniz?

Malzemeler (2 adet icin):

  • 100 g karisik mantar (dilimlenmis)
  • 1 buyuk domates (kup kup dogranmis)
  • 1 Serrano biberi veya sivri biber veya jalapeno (ince dogranmis)
  • 1 avuc dogranmis maydonoz
  • 2 yemek kasigi iyi zeytinyagi
  • 1 avuc rendelenmis iyi parmesan peyniri
  • tuz

Yapilisi:

Mantarlar hafif kizdirilmis zeytinyaginda sularini salip cekene kadar pisirilir. Buna biber ve domates eklenir, tekrar suyunu cekene kadar pisirilir. En son maydonoz eklenir ve alti kapatilir. Isitilmis tortilla veya lavasin uzerine koyulur, parmesan eklenip durum seklinde sarilir.

Afiyet Olsun...

5 Comments:

Blogger bgm said...

Yesil Erik, eline saglık. ben buna çok yakın bir karısıma tavuk, soğan falan ekleyip yemek niyetine sofraya getiriyorum..

1:19 ÖÖ  
Blogger Aysin said...

Afiyet olsun. Gayet basarili bir calisma olmus. Domatesleri buzluga hic bir islem yapmadan mi koymustun merak ettim de.

2:20 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Sagol Bgmcum, seninki de iyi fikir.

Aysin, tesekkurler. Domatesleri butun olarak strec filme sarip dondurdum.

11:17 ÖÖ  
Blogger Tijen said...

alkis yolluyoruz antalya'dannnnn.....
t

1:04 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Sagol Tijencim :)

6:00 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Perşembe, Kasım 09, 2006

Pastirmali Kuru Fasulye

Kuru fasulye kis mevsiminin vazgecilmez yemeklerinden. Yaninda soyle guzel bir pilav ve tursu da varsa tam bir ziyafet. Ama bu ziyafeti onceden biraz planlamak gerekiyor maalesef, konserve fasulye kullanilmayacaksa. Konserve kullanmayinca arada gercekten cok fark oluyor. Bizim fasulyelerimiz Turkiye’den. Eminonu’nde bir koftecimiz var, oranin piyazi pek nefis olur. Koftesi de iyidir tabii. Bir gun annem kasada oturan koftecinin sahibine piyazin fasulyesini cok begendigini ve nereden aldigini soruyor. Yerini ogrenip oradan bu fasulyeleri aliyor. Biz de o fasulyelerden yaptik. Iste tarifi:

Malzemeler (6 kisilik):

  • 2 kap kuru fasulye
  • Bolca su
  • 1 buyuk sogan (kup kup dogranmis)
  • 1 tepeleme yemek kasigi aci biber salcasi
  • 2 adet yesil biber (biz poblano kullandik, ince dogranmis)
  • 1 havuc (para para dogranmis)
  • 100 g pastirma (ince dilimletilmis, dilimler ortadan ikiye kesilmis)
  • 3-4 yemek kasigi sivi yag
  • tuz


Yapilisi:

Kuru fasulyeler derince ve buyukce bir tencereye konulur. Uzerlerine bolca sicak ama kaynar olmayan su eklenir. Tencerenin agzi kapatilir ve fasulyeler sismeye birakilir. Ben Pazar gunu gunduz koydum fasulyeleri. Gece tencereyi buzdolabinda beklettim. Ertesi sabah dolaptan cikardim, gunduz gene disarida bekledi. Aksamleyin de suyunu suzdum ve pisirmeye giristim. Duduklu tencere varsa ve fasulye iyiyse bir saatte pisebilir. Duduklu tencere yoksa LeCreuset tipi dokum bir tencere kullanmanizi tavsiye ederim, isiyi iyi tutabilecek.

Sivi yagda soganlar kavrulur, tuz, biber, havuc ve salca eklenir. Biraz daha kavurduktan sonra fasulyeler ve pastirma eklenir. Pastirmanin cemeni ozellikle katilir, cunku lezzeti oradan gelecek. O yuzden ayrica sarmisak koymadim yemege. Ama etli yaparken koyuyorum. Fasulyelerin hizasini gececek kadar su koyulur, tuzu ayarlanir ve fasulyeler yumusayana kadar pisirilir.

Afiyet Olsun…

7 Comments:

Blogger kuzine said...

Merhaba;
Fasulyeleri görünce dayanamadım, afiyet şeker olsun, yanında turşu, bir de pilav şahane. Ellerinize sağlık, bende bir defasında güveçte pastırmalı kuru fasulye denemiştim, şahane olmuştu.
Sevgiler

12:24 ÖS  
Blogger Tijen said...

ben de kurutulmus domatesli ve yarim halka halinde dogradigim soganlarla yapmayi seviyorum kuru fasulyeyi. bir de tane kimyon. e insan etyemez olunca.. bir de öyle dene derim (tabii pastirma sevenleri böylesi kesmeyebilir ama)
nasilsin erik'cigim?
tijen

3:33 ÖS  
Blogger Hanife said...

Cok lezzetli olmusa benziyor kurufasulye. Yaninda bol tursuyla enfes..
Pastirmali hic denemedim simdiye kadar. Bu kis yapmali:)

5:21 ÖS  
Blogger ycurl said...

Off off :) Ben guvecte yaptim en son pastirmali kuru fasulye ve cok guzel oldu. Hatta su demir tavalar var ya onunla da denedim. Onunla da iyi sonuc aldim. Yalniz bu kurufasulye Turkiye'den getiriliyorsa bir huneri var demek ki :) Nerede satiliyor ki bu ben de gelirken getireyim

1:46 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Kuzine Merhaba,

Cok tesekkur ederim, afiyet oldu guzelcene :) Yaninda pilav ve tursu olmadan hakkaten biraz eksik geliyor insana.

Tijencim, sagolasin, yuvarlanma durumlari iste :) Senin bu verdigin tarif denenirse etli fasulyeye de ayri boyut katacaktir eminim. Pastirmalinin yeri ayri elbettle :)

Hanifecim, tesekkurler. Bundan sonra her kis ben de en az bir kere pastirmali yapacagim fasulyeyi.

Ycurlcum, sen bir ara yapmistim evet, hatirladim simdi. Guvecte eminim cok leziz oluyordur, ama iste bu acele durumlari, n'aparsin :) Fasulyeleri de sorayim anneme nerden almis, hatirlayamadim simdi.

11:56 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Yesil Erikcigim
yeni tarif koymussun ama kurufasulye de kaldim ben hala:))Pastirmali hic denememistim. Cok lezzetli gorunuyor. Kuru fasulye olayina sarimsak ve kimyon da ayri bir lezzet veriyor.Belki biliyorsundur..Ellerine saglik.
sevgiler

11:13 ÖÖ  
Blogger Evren Yasa said...

Duduklu tencerede ben islatilmis fasulyeyi en fazla 12 dakikada pisiriyorum, bir yanlislik olmasin 1 saatte!

6:45 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Çarşamba, Kasım 01, 2006

Findikli Hurmali Salata

Findik projesine son anda bir katki daha yapabilmeyi umuyorum, umarim cok gec kalmadim. Sanirim bu findik projesi benim icin bir sekilde hep devam edecek. Findik radarlarimiz devreye girdi, alisveris yaparken mutlaka aklimin bir kosesinde oluyor findik ve findikli urunler artik. Bu sekilde aldigim findik yagini da salatada kullandim ilk kez. Kavrulmus findik lezzeti butun yesillikleri sariverdi, oyle hos bir lezzet verdi ki...

Malzemeler (2 kisilik):

  • 1 ufak demet marul (ince dogranacak)
  • 1/4 ufak beyaz lahana (ince dogranacak)
  • 50 g yumusak keci peyniri (ufalanmis)
  • 10 adet hurma (her biri uce kesilmis)
  • bir avuc findik (buyuk parcalanmis)
  • iki tutam corekotu
  • 1 yemek kasigi tuz

Salata Sosu icin:

3 yemek kasigi beyaz balzamik sirke (pirinc sirkesi veya champagne vinegar da olabilir, pirinc sirkesi koyulacaksa seker daha az koyulur)
5 yemek kasigi findik yagi
1 cay kasigi toz seker

Yapilisi:

Lahanalar ustlerine serpilmis tuzla biraz ovulur, ama cok oldurulmez. Daha sonra suyun altinda yikanir ve suyu mumkun oldugu kadar suzulur. Mumkunse salata santrifuju varsa onunla kurutulur. Benzer sekilde kurutulmus marulla karistirilir. Bunlarin ustune hurma, keci peyniri, findigin yarisi ve sos eklenir. Guzelce karistirilir. Servis tabaklarina aldiktan sonra uzerlerine birer tutam corekotu ve findigin geri kalani serpilir.

Her hakkı bloglararası fındık projesine aittir. Bu yazımizla ilgili hiçbir maddi talebimiz olmayacaktır.

Afiyet Olsun...

8 Comments:

Anonymous Adsız said...

değişik bir salata olmuş.elelrine sağlık.

seda
tarifname.blogspot.com

12:42 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Merhaba yesilerik,
Gercekten degisik bir salata olmus, ellerine saglik. Bende evdeki findiklarin kabuklarini kirmanin bi yolunu bulabilirsem tarifini deneyecegim.
Sen bu findik yagini butun yemeklerde de kullaniyormusun? Tadini merak ettim dogrusu. Acaba findik tadi hissediliyormu kullanildigi yemeklerde?Zeytin yagda zeytin hissedilmiyor mesela. Bu da oylemidir acep? bide ceviz yagi varmis belki biliyorsundur.
sevgiler senay

8:25 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Yeşil Erik, ne iyi ettin 8-))

2:18 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Seda, cok tesekkur ederim.

Senaycim, findik yagini yemeklerde kullanmiyorum hayir. Zaten pek ucuz degil burada, o yuzden lezzetini en cok alabilecegim sekilde yani salatada kullanmayi tercih ettim. Salatada kavrulmus findik tadi hissediliyor, ayni salatadaki zeytinyaginin yemeklere oranla daha cok hissedilmesi gibi. Yemegine bagli olarak farkli zeytinyaglari kullanmakta fayda var zira yemegin pismesiyle lezzetler birbirine girince oda sicakligindaki zeytinyaginin o kendine has aromasi yitirilebiliyor. O yuzden yuksek kalite sizma yaglari yemege hic koymuyorum, sadece salatalara.. Ceviz yagini da gordum findik yagi alirken ama almadim. Istersen nerede satildiklarini sana yazayim.

Oyacim, sagol. Umarim yetisir bu tarif basima.

5:53 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Yesil Erik evet findik yagini nerden aldigini yazarsan sevinirim. Normal marketlere baktim yoktu..
Bide senin nefis gorunen kabak corbandan deneyecegim cocuklara. Ortalik kabaktan gecilmezken yapayim diyorum. Sana zahmet olmazsa fenugreek tam olarak nedir yazabilirmisin? Bi cesit baharat saniyorum. Ayrica rezene ve adacayinin ingilizce isimlerini yazabilirsen cok memnun olurum. malzemelere kolay ulasma acisindan onemli biliyorsun..Simdiden cokkkk tesekkurler

10:02 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Evet Yesil Erik findik yagini nerden aldigini yazarsan sevinirim. Normal marketlerde yok cunki..
Senin aslinda kabak corbani denemek istiyorum cocuklara, hazir kabak bollugu varken ortalikta.. Yanliz bu fenugreek nedir tam olarak? Aciklayabilirmisin rica etsem?
Onun disinda toz rezeneyi bulabilirmiyim buralarda dersin? Simdiden cookk tesekkurler

5:26 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Yesil Erik iki ayri yorum yazmisim. Nasil oldu inan bilmiyorum. Yani bilgisayarin basindan en az 3 defa kalkmak zorunda (ufakliklardan dolayi)kalinca boyle oluyor demekki. Ilkini gondermeden silindi zannetmistim ama silinmemis gitmis.tekrar silmeye calistim birini ama silinmiyor.
Neyse kusura bakma olurmu?

5:37 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Senaycim sorun degil, silebiliyorum yorumlari istersem.

Simdi, fenugreek'in turkcesini ben de bilemiyorum maalesef. Bilen varsa, soylerse ben de memnun olurum :)

Adacayi:sage, rezene:fennel olmakta. Toz rezeneyi ve daha bir cok baska baharati da Penzeys'de bulabilirsin. Ben butun baharatlarimi oradan aliyorum.

12:01 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Salı, Ekim 31, 2006

Balkabagi Corbasi


Sonbaharda cesit cesit kabaklarla senleniyoruz. Bu balkabagi corbasini disarida yedikce sevmeye basladim. Onceleri epey tatli geliyordu ama simdi cok seviyorum. Evdeki ilk denememiz:

Malzemeler (6-8 kisilik):

  • 1 adet balkabagi (butternut squash, kup seklinde dogranacak)
  • 1 adet orta boy sogan (cok ince kup kup dogranacak)
  • 3 yemek kasigi sivi yag
  • 1 kap su
  • 1 kap sut
  • 2.5 kap baharatli elma suyu (apple cider)
  • 1 cay kasigi muskat
  • 4-5 cekim taze karabiber
  • 1 cay kasigi toz fenugreek
  • 1 cay kasigi toz rezene
  • 1/2 demet taze adacayi (ince kiyilmis)
  • tuz

Yapilisi:

Balkabaklarinin yuzeyi biraz sivi yag ve tuzla kaplanir. 200 C (400 F) derece firinda 30-40 dk icleri yumusayana kadar pisirilir. (Ufak kup seklinde dogranmissa daha kolay piser.) Beri tarafta sogan sivi yagda pembelestirilir. Buna kabaklar eklenir. Bir iki birlikte cevirdikten sonra su, sut, elma suyunun yarisi ve baharatlar eklenir. Kabaklar iyice yumusayincaya ve lezzetler birbirine girinceye kadar pisirilir, yaklasik 30 dk. Bu karisim el mikseri veya blendir ile homojenize edilir. Bu asamada koyu kivamli bir corba elde etmis olacaksiniz. Bunu ister elma suyunun kalan yarisiyla ister sutle ister suyla sulandirabilirsiniz. Biz elma suyu kullandik. Bu corbaya taze adacayi da cok yakisiyor. Ilk yaptigimiz gun elimizde yoktu. Sonra corbayi servis yaparken uzerine ekleyip bir tasim kaynattik; uzun sure kaynatilirsa eminim cok daha guzel olur.

Afiyet Olsun...

1 Comments:

Anonymous Adsız said...

Bu kabak bi kere bal kabagi degil yag kabagi...

7:39 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Ekim 23, 2006

Findikli Un Kurabiyesi

Bu kurabiyeleri ilk kez gecen gun denedik. Icindeki tereyag miktarindan olsa gerek, hamuru kipir kipir ve agizda eriyiveriyorlar. Cok lezzetliler, yapmasi da cok cok kolay, gelgelelim pek s1k yapilacak bir sey degil. Ama bayram gibi ozel gunlerde neden olmasin…

Zaten tarifin orijinali de ozel bir gun icinmis. Bu kurabiyeler mexican wedding cookies olarak da geciyor. Onlar icine pecan cevizi koyarak yapiyorlarmis. Biz bizde fndik oldugu icin findikli yaptik.

Malzemeler (yaklasik 30 adet icin):

  • ½ kap tereyagi
  • 1 kap un
  • 2 yemek kasigi toz seker
  • 1 kap findik (ince cekilmis)
  • 1 kap pudra sekeri (suslemek icin)


Yapilisi:

Oda sicakligindaki tereyagi ile seker uc dakika el mikseri ile karistirilir. Buna once unun yarisi, daha sonra diger yarisi eklenerek karistirmaya devam edilir. Findiklar da eklenerek karisim elle yogurulur ve findiklar hamura yedirilir. 2.5 cm capinda toplar yapilarak tepsiye dizilir. 170 ºC (350 F) firinda ustleri kizarana kadar pisirilir. Pistikten sonra 10 dk kadar sogumaya birakilir. Soguduktan sonra ustleri pudra sekeri ile kaplanir.

Her hakkı bloglararası fındık projesine aittir. Bu yazımizla ilgili hiçbir maddi talebimiz olmayacaktır.

Afiyet Olsun…

Herkese sevdikleriyle birlikte mutlu bayramlar…

5 Comments:

Blogger fethiye said...

ay ben bunu cok severim!!! gecen sene noel vaktinde isyerinden biri bir suru kurabiye getirmisti, iclerinden bunlari ben silip supurmustum. tarifi aldigimda aynen bizim un kurabiyesini hatirlatmisti ki sen de oyle demissin zaten adina ;)

Ellerinize saglik efenim, dibinizde yasamak varmis.

11:25 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Bilmukabele, biz de sizin dibinizde olalim, pisirip pisirip beraber yiyelim :) Bu kurabiyeler hakkaten super ama kendin yapip icindeki tereyag miktarini gorunce korkup daha az yiyorsun, iyi oluyor :)

12:30 ÖS  
Anonymous Adsız said...

sıcak bir içecekle ne de güzel gider bunlar :) ellerine sağlık.

seda
tarifname.blogspot.com

12:04 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Tesekkurler Seda :)

9:52 ÖÖ  
Blogger zekiye said...

Harika görünüyorlar.Ellerinize sağlık kurabiye resmine bakmak bile beni mutlu ediyor.

1:53 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Salı, Ekim 10, 2006

Suzme Mercimek Corbasi

Mercimek corbasi, kucuklugumden beri en cok sevdigim corbadir. Aklimda yer eden en eski corba, annemin suzgecten gecirdigi ipeksi mercimek corbasi... Once suzgec delindi, sonra mikser icat olundu (mertlik bozuldu) ve bir daha suzme mercimek corbasi yiyemedim. Taa ki kendi corbalarimi kendim yapana kadar. Daha sonra malzemelerini gordugum baska tariflere gore degistirmeye basladim. Ortadogu yemeklerinden baharatlar, bati mutfagindan sogan-havuc-kereviz uclusu... Sonucta ortaya cikan tarifi yaklasik 2 yildir zevkle yiyoruz.


Malzemeler:
  • 1 orta boy sogan (ince dogranmis)
  • 1 orta boy havuc (ince rendelenmis)
  • 1 kereviz sapi (kucuk dogranmis)
  • 1 buyuk domates (rendelenmis)
  • 1/2 yemek kasigi domates salcasi
  • 1 orta boy patates (rendelenmis)
  • 1 su bardagi kirmizi mercimek
  • 1.5 corba kasigi pirinc
  • 1.5 yemek kasigi sivi yag
  • 1 dolu tatli kasigi tuz
  • 1 silme cay kasigi kimyon
  • 1 silme cay kasigi yenibahar
  • 1.5 litre su (ya da et suyu)
Yapilisi:

Sogan, havuc ve kereviz sivi yagda tuzla iyice yumusayincaya kadar kavrulur. Domates ve salca eklenip yaklasik 5 dakika orta ateste pisirilir. Patates, mercimek ve pirinc eklenip yaklasik 1 dakika karistirilir. Su ve baharatlar eklenip kisik ateste yaklasik 45dk-1 saat arasi pisirilir. Dibini tutmamasi icin her 5 dakikada bir tenceredekiler karistirilir. Mercimekler iyice yumusayinca corba atesten alinir. Ince tel bir suzgecten gecirilir. Limon ya da sirkeyle servis yapilir.

Suzgecin icinde kalan posa, yumurta ve kiymayla karistirilarak kofte olarak kizartilabilir. Bizde genelde daha yumurta kirilmadan posa bitiveriyor. :)

Afiyet olsun.

7 Comments:

Blogger Oya Kayacan said...

Neden neden neden bana herkes kış geldiğini hatırlatıyor? Ama bekleyeceğim daha, 10 derece daha düşsün, kombimi tıklayayım, çorap giymeye başlayayım... Kırmızı ve sarı mercimekler hep kış kış kokuyor bana da, yeşili yaz. Neden neden neden?

9:29 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

yarın iftara bundan yapmalı :)

4:22 ÖS  
Blogger Tijen said...

benim de buraya geldigimde ilk yaptigim söyle dumani tüten bir mercimek çorbasi oldu. bugün de minestrone var. kekik de koyunca misler gibi koktu! afiyet olsun..
tijen

5:36 ÖS  
Blogger ycurl said...

Hava birazcik soguk olsa corba corba diye dolasacagim ama hava cok sicak o yuzden corba icesim yok :)

4:43 ÖÖ  
Blogger suveyda said...

bazan düşünmüyor değilim hani."herkes bu kadar bu mercimek çorbasını severken ben neden sevemiyorum."
halbuki o kadar emekte gösterdim yemek için.zorla koydular yedim, deneyeyim dedim yedim ama olmuyor ya devamı gelmiyor.
ya ne olur bana mercimek yedirmeyin.
bu lezzetten mahsur kaldım ya yanarımda ona yanarım

4:56 ÖÖ  
Blogger Zeynep M. TÖRE said...

Bizde soguklar basladi artik :))
2 gundur kaloriferler yaniyor.
Tam corba zamani, zaten ramazan sebebi ile hergun ne corbasi olsa diye dusunceler icerisindeyim.
Mercimekde en sevilen corba bizim evde, ellerinize saglik, afiyet olsun hepimize.

7:49 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Yorumlariniz icin tesekkurler. Burayi epey ihmal ettik bu aralar :) Havalar burada da artik iyice sogudu. Daha da cok corba yapmak zamani :)

10:34 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Ekim 06, 2006

Karides Ha$lama


Acele anlarin bir baska kurtaricisi. Bunun da yapimi toplam 30 dk bile surmuyor. Yok, tarif Rachael Ray’den filan degil :) Bu tarif Amerika’nin guney eyaletlerinde cok bilinen Low Country Boil’un cok benzeri. Hatta gecen yil Low Country Boil’un kendisini yapmistim. Tarifi ve goruntusu Yesilerik'te… Bu sefer sucugumuz yoktu, biz de sadece karides ve diger malzemelerle denemek istedik. Sucuklusu daha guzel oluyor ama sucuklu yemek istemeyenler icin bu da gayet iyi bir secenek. Leziz oldugu kadar hafif de bir yemek bu…

Malzemeler (2 kisilik):

½ kg karides (baslari kopmus ama kabuklu ve ayakli)
1 orta boy sogan (kabuklari soyulmus, butun birakilmis)
1 limon (ikiye bolunmus)
2 misir (ikiye bolunmus)
6-8 adet kucuk patates (dilediginiz cins)
1 posetcik karides/yengec haslama baharati (Icerigi: Hardal tohumu, yenibahar, kisnis, karanfil, defne yapragi, zencefil, butun karabiber, chili biberi, dereotu tohumu ve caraway (turkcesini bilemiyorum) tohumu. Hazir bulunamazsa malzemeler tek tek alinip tulbent gibi bir bezin agzi baglanarak evde yapilabilir.)
1 yemek kasigi tuz
2-3 adet defne yapragi (istege bagli, zaten baharat posetinde var)

Yapilisi:

Buyuk boy bir tencereya tum malzemeleri alacak kadar su koyulur ve kaynatilir (yaklasik 3 lt). Kaynamaya cikinca tuz, sogan ve baharat poseti eklenir. Buna limonun suyu ve kabuklari da eklenir. Daha sonra ilk olarak patatesler koyulur ve 5-6 dk haslanir. Benim kullandigim taze patatesler cok cabuk pisiyorlar. Buna misirlar eklenir, 10 dk daha haslanir. Son olarak karidesler eklenir. 1-2 dk daha kaynatilir ve tencere ocaktan alinir. Daha once de anlatmistim sanirim, karidesleri cok fazla pisirmemek gerekiyor, yoksa eti cok s1k1lasiyor. Ayrica kabuksuz karides varsa o da kullanilabilir, ama kabuguyla pisirince daha lezzetli oluyor. Suzgecten gecirildikten sonra icindeki baharat poseti atilir. Yaninda aci sosla servis edilir. Soguk birayi da ihmal etmemek lazim tabii.

Afiyet Olsun…

2 Comments:

Blogger Oya Kayacan said...

Bu yemeğe de bayyıldımm. Ayarlarım kendime göre pek yakında. Mmmmm, çok lezzetli olacak. İçine o miinik kavanozlardaki mini mısırları atsam ve de taze jumbolarla yapsam. Öfff beeee.

9:35 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Oyacim, nedense senin begenecegini tahmin ediyordum bu tarifi :) Mini misirlarla da hos olur eminim... Karides taze olacak ama. Afiyet olsun.

10:36 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Perşembe, Eylül 28, 2006

Tayland Usulu Patlicanli Feslegenli Tavuk

Ne zaman eve yorgun argin gelsek ve evde yemek olmasa hemen cabucak yapilan tarifler arariz. Bunlarin arasinda Tayland usulu yemeklerin ayri bir yeri var. Genelde karistirarak kizartilan (stir fry) bu yemeklerin hem yapmasi cok kolay ve cabuk, hem de cok lezzetliler. Karakteristik tatlari verebilmek icin onceden birkac malzeme edinmek gerekiyor. Ornegin soya sosu artik epey yaygin bir sekilde herkesin mutfaginda bulunuyor. Onu saymazsak balik sosu tayland yemeklerinin cogundaki vazgecilmez malzemelerden. Ben gecen yil almistim. Soya sosuna benzer siselerde satiliyor. Kullanmaya basladigimdan beri buzdolabinda tutuyorum ve tadi hala yerinde. Benzer sekilde susam yagi da Cin mutfaginda cok kullanilan bir yag. Onu da alip bir kosede bulundurmakta fayda var. Cok fazla miktarda zaten kullanilmadigi icin epey uzun sure idare ediyor. Lezzeti gercekten cok kendine ozgu ve zengin. Bu tur tariflerde istiridye sosu da kullaniliyor ama aldigimiz istiridye sosunu evde bir turlu bulamadigimiz icin bu tarife koyamadik maalesef. Bu tarif elbette balik sosu veya susam yagi olmadan da hazirlanabilir ve cok lezzetli olacagina eminim. Tabii bir de bir vok edinmek faydali olabilir. Ben benimkini Ikea'dan almistim. Tam vok degil, alt kismi biraz duzce ama zaten benim de gozlerim cekik degil, o yuzden iyi anlasiyoruz; kesinlikle is goruyor.

Bu tarifi Sevgili Fethiye'nin tavsiyesiyle aldigim Simply Thai (Wandee Young & Byron Ayanoglu) kitabindan kendimize gore uyarladik. Bu arada belirtmek isterim, Fethiye'nin tavsiyesiyle kac kitap aldigimi bilmiyorum. Cok :) Hepsi de harika onerilerdi. Tesekkurler Fethiyecim.

Malzemeler (2 kisilik):

250 gr kusbasi tavuk gogsu
3 yemek kasigi susam yagi
3 adet ince patlican (alaca soyulup ince dilimlenmis)
1 adet poblano biberi (kalin dogranmis)
1 orta boy sogan (ince dogranmis)
1 dis sarmisak (ince dogranmis)
10 yaprak taze feslegen (iri parcalanmis)
1 yemek kasigi balik sosu
1 yemek kasigi esmer seker
1 yemek kasigi soya sosu
1 yemek kasigi misir nisastasi
2 yemek kasigi su
200 ml sivi yag

Yapilisi:

Patlicanlar kizdirilmis sivi yagda kizartilir. Kagit havlu uzerine alinarak fazla yagindan arindirilir. Beri tarafta harli ates uzerindeki bir vok icinde susam yagi kizdirilir ve sogan, sarmisak ve poblano biberi eklenip 2 dk karistirarak kizartilir (stir fry). Buna tavuklar eklenerek bir 2 dk daha karistirilir. Bu karisima soya sosu, balik sosu ve seker eklenerek 30 sn daha cevrilir. Buna feslegen ve onceden kizartilmis patlicanlar eklenerek 1 dk daha karistirilir. En son olarak da sulandirilmis misir nisastasi eklenerek 1 dk daha karisitirilir ve atesten alinir. Yaninda yasemin pirinci ile servis edilir.

Simdi, yapimi cabuk mu diyorduk? Evet. Soyle ki:

Ise pilavi ustune koymakla baslanabilir (5 dk)
Patlicanlar alaca soyulur, dilimlenir ve tuzlu suya kara suyunu salmasi icin birakilir (5 dk)
Sogan, sarmisak, feslegen ve biber dogranir (5 dk)
Gogus tavuk eti dogranir (2-3 dk)
Sivi yag kizdirilir, patlicanlar kurulanip kizartilir (10 dk)
Pilavin alti kapatilir (5 sn)
Susam yagi kizdirilir, malzemeler karistirarak kizartma edilir (5 dk)
Ve servis...

Toplam sure: 3 asagi 5 yukari 35 dk!!!

Ilk deneme biraz daha uzun surebilir tabii, ama yaptikca insan ustalasiyor ve sure gitgide kisaliyor...

Afiyet Olsun...

4 Comments:

Blogger Yesim said...

Ellerine sağlık çok güzel görünüyor. Susam yağını bu aralar çokca duyuyorum ben de edineyim bari bir şişe sonra da sizin tarifi denerim : )

4:20 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Yesim sagol, cok tesekkurler.. Susam yagi cok tanidik bir lezzet aslinda. Tahin ve helvaya alisik bunyelere iyi geliyor :) Tarifi de denersen begenirsin umarim. Sevgiler.

4:04 ÖS  
Blogger fethiye said...

Cok guldum senin su "ama zaten benim de gozlerim cekik degil, ..." demene ;) Alemsin yaw.

Kitap tavsiyeleri icin rica ederim ama oyle cok da degildi yaw, ya 2 ya da 3. Ama bu kitap benim favorim cidden! Afiyet olmustur, ben bunu deneyeyim desem de Sam'in evde olmadigi bi zaman denemem gerekecek; patlican sevmiyor ;(

2:13 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Fethiyecim, bilmiyorum, sanirim muhabbetini cok yapiyoruz ya, belki de bana ondan oyle geldi.Aklimdakiler ve aldiklarim toplam olarak...

Sam senin yaptigin sekilde de sevmiyorsa patlicani hakkaten sevmiyor demektir...

Biz de senin su bahsettigin flank steak tarifini hala deneyecegiz ayni kitaptan, yil oldu... Ustelik gecen haftasonu aldik, gittik gene baska turlu pisirdik.

11:24 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Eylül 22, 2006

(Zeytinyagli Yaprak) Dolmasi mi Sarmasi mi?

Sonbahar iyice agirligini koymaya basladi artik Eylul ayina... Sicaklik dustu, daha cok gunes yerine daha cok bulut gormeye basladik gokyuzunde. Havalar iyice bozmadan bu tarifi bir yazayim istedim. Taze topladigimiz yapraklarla yaptigimiz zeytinyagli yaprak dolmasi (veya sarmasi). Neseli Gunler filmindeki Adile Nasit'le Munir Ozkul'un "Tursu en iyi limonla yapilir." "Hayir sirkeyle" "Limooonnn" "Sirkeeeee" seklindeki tartismalarina benzer mi bilinmez. En azindan sonunun benzemeyecegini umalim :))) Ama bizde de "Dolmaaaaa" "Hayir, nasil dolma olur, yapraga sariyorsun ici, sarmaaaaaaaaa" seklinde devam eden bir tartisma var yillardir. Sanirim bu konuda Erik'le asla geri adim atmayacagiz ikimiz de. Ismi ne olursa olsun, yaprak taze olunca lezzeti bir baska oluyormus. Iste bizim tarif:

Malzemeler:

50-60 adet taze asma yapragi
1 su bardagi (veya kap) baldo pirinc
5 yemek kasigi sizma zeytinyagi
1 buyuk sogan (ince dogranmis)
2 dis sarmisak (ince kiyilmis)
3-4 yemek kasigi cam fisitigi
3-4 yemek kasigi kus uzumu
Her biri 1/2 demet taze otlar (maydonoz, nane)
2 yemek kasigi kuru nane
1 yemek kasigi esmer seker
1 yemek kasigi toz tarcin
1 tatli kasigi taze cekilmis karabiber
1 tatli kasigi toz yenibahar
1 tatli kasigi deniz tuzu
1 cay kasigi kirmizi pul biber
1,5 bardak su
1 limon (ince dilimlenmis, suslemek icin)

Yapilisi:

Dalindan ellerimizle kopardigimiz yapraklar kaynar suda renkleri donene kadar haslanir (30 saniye kadar) ve sogumaya birakilir.

Ic icin, sogan, sarmisak ve cam fisitigi hafif kizdirilmis zeytinyaginda soganin rengi pembeden hafif kahveye donmeye baslayana kadar kavurulur. Bu kisim cok onemli. Sogani iyice karamelize olunca ve fistik da iyice kavrulunca cok daha lezzetli oluyor. Buna pirinc ve diger malzemeler eklenerek biraz daha cevrilir ve uzerine 1,5 bardak suyun yarisi eklenir. Tencerenin agzi kapatilir ve kisik ateste suyunu cekene kadar pisirilir. Pirincler bu sekilde yari pisirildikten sonra yapraklara sarma islemine gecirilir. Sarilan "dolmalar" yayvan bir tencereye en fazla iki kat cikilacak sekilde yerlestirilir. Yerlestirmeden once tencerenin zeminine birkac yaprak dosenir ve bu sirada ic ciz eder, yazik oluyor yapraklarimiza diye. Ama bu islem yapilmazsa ve alti tutarsa olan bizim dolmalara degil bunlara olsun diye dusunulur. Dizme islemi bittikten sonra 1,5 bardak suyun diger yarisi ilave edilerek cok kisik ateste suyunu cekene kadar pisirilir ve alti kapatildiktan sonra da 15 dk demlenmeye birakilir. Bu sirada gidip gelip olmus mu diye tencereden tirtik yapilmamasi lazimdir ama yapilabilir.

Afiyet Olsun...

15 Comments:

Blogger Dalgic said...

Tabii ki SARMA! Akil var mantik var, degil mi? Ne zaman birisi asma yapragindan kulah yapip icini pirincle doldurur, o zaman dolma olur. Yaprak pirince sarilarak yapildigi surece onun adi SARMAdir, dolma diyenlerin dilleri kabak dolmasi kadar olur.

6:13 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Bence de Sarma:)
Gul

11:57 ÖÖ  
Blogger cenebaz said...

Ya, sanırım Egeliler sarma diyo, diğerleri dolma. E ,tabe Egeliler haklı yane ( ne ego be)

2:44 ÖÖ  
Blogger renkler said...

Biz ise hep dolma deriz:-)

İster dolma, ister sarma, tadı harika:-)

Ellerine sağlık, bir de dün yedik, iştahsız oğlumu bile baştan çıkaran bir lezzettir zeytinyağlı yaprak "dolması"...

Renkli günler:-)

4:14 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Dalgıç'ın yanıtı mükemmel. Sararsın sarma olur, doldurursun dolma olur. Mantık açıklaması böyle. Ancak sarmaya dolma demek hiç yanlış değilken, dolmaya sarma dersen acayip bozuk türkçeye girer 8-((

Bir de yani ne bu sarmalar böyle, bu kadar düzgün. Maşallah vallahi. Soğanı da karamellediğine göre, biraz da dirice bırakmayı becerebildiysen pirincini, senin eline kolay su dökülemez Yeşil Erik...

9:14 ÖÖ  
Blogger tavsan said...

ya ben size yemege gelmek istiyrum yaaaaa. cok guzel gorunuyo sarma/dolmalar. biz ikisini de deriz; yaprakla yapilan etli olanina dolma, zeytinyagli olanina sarma diyor da olabiliriz ya da ben oyle diyorum. bohuu ben de istiyom...

10:41 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Dalgic Bey, Gul ve diger sarmacilar: Elbette sariyorsun sarmasina ama sonuca bakarsak ici dolmus yapraklar cikiyor karsimiza, ama sarilarak ama doldurularak.. Dolayisiyla dolma da denir; herhangi baska bir cesit dolmaya da sarma denmesi bu yuzden kulak tirmalar efenim. Bu da benim aciklamam. Neyse :)) Dolma da densin sarma da, sonuca bakalim biz...

Tesekkur ediyorum guzel sozlerinize.

Cenebaz, hakli olabilirsin. Ben de Karadenizliyim, karalahana sarmasi diye bir laf hic duymadim mesela..

Duygu, ic artarsa baska seyler doldurursun olmadi..

Renkler, evet, yok boyle bir lezzet.

Oyacim, bu seferkiler epey duzgun oldular, neden biliyor musun. Yaprak taze oldugu icin. Cok direncli, sararken rahatca gerilebiliyordu. Salamura olunca cok cabuk yirtiliyorlar. Olcu de iyi tuttu, sadece iki kat koyunca tencereye cogu esit miktarda pisiyor ve ic diri kalabiliyor.

Tavsancim, davet her zaman gecerli. Bekleriz yani. Var mi bu taraflara gelme planlari bu yil?

12:08 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Sarmalar yada dolmalar gercekten cok guzel gorunuyorlar. Ellerinize saglik. Bugun bende deneyeyim bari..

3:55 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Senay sagol. Tarif yardimci olur umarim.

10:57 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Merhabalar,
Bugun guzel sarma tarifinizi yaptim. Cok lezzetli oldu gercekten.Ozellikle 11 aylik minik kizim cok sevdi .Bilmenizi istedim.. Tarif icin cokkk tesekkurler. Siradaki tarifi sabirsizlikla bekliyoruz..
senay

9:10 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Senay, tarifi denemene ve begenmene cok sevindim. Kendin pisirmesi guzel ama baskalari da deneyip begenince daha bir guzel oluyor. Ufak kizin icin cok baharatli kacmamistir umarim. Sevgiler.

4:08 ÖS  
Blogger ZeYNeP said...

Leziz ve guzel gorunuyor.
Bir zamanlar Fethiye'ye yazdigin bir yazi geldi aklima yapamiyorum diye, bence cok guzel duzgun sarilmis hepsi. Ellerine saglik.
Afiyet olsun.
Bana gorede yaprak sarmasi ismi :))
Zeynep

5:01 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Zeynepcim sagol. Ben de ne guzel mizmizlaniyordum degil mi :)

11:26 ÖÖ  
Blogger Burcu said...

Ben Egeli degil Trakyaliyim ama bence de kesinlikle sarma. Hem eger sardigimiz yapraklara dolma dersek, yaprak sarmasiyla icini gercekten doldurdugumuz biber, patlican, kabak vs dolmasi arasindaki farki nasil aciklayacagiz?

Bu arada sarmalar harika gozukuyor.

11:06 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Burcu tesekkurler.

4:53 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Eylül 15, 2006

Salatalik tursusu

Malum, kis kapiya dayandi... Yok abarttim :) Ama kisa hazirlaniyoruz ciddi ciddi... Ve bu yil ilk kez ciddi ciddi tursu kurduk biz de. Ilk deneme icin hic de fena olmadi. Tarif soyle:

Malzemeler ve Yapilisi:

5 kg salatalik icin,
2 lt suya:

7 avuc kaya tuzu
2 fincan sirke
2 avuc limon tuzu
2 tatli kasigi seker

Kavanoz basina ise:

3 dis sarmisak
2 yemek kasigi kisnis tohumu
2-3 adet defne yapragi

ve cesitli otlar... Bazisini maydonoz/dereotu ile yaptik, bazisini ihlamurlu. Agzi s1k1ca kapatilip serin yerde en az bir hafta bekletilecek. Puf noktasi: hic hava almayacak. Bunun icin laboratuvarimdan ozel olarak getirdigim strec filmlerden bile kullandik.

Biz buyuklu kucuklu 6 kavanoz kurduk, ikisini mideye indirdik bile. Bir haftada oluyor, ama ikinci haftanin sonunda da lezzeti gayet iyiydi.

Afiyet Olsun...

6 Comments:

Blogger Zeynep M. TÖRE said...

Uyduruk kavanozundakileri inan cok merak ettim. Tursuda ihlamur hic aklima gelmedi :)) Tursularin laboratuardaki deney kavanozlari gibi cok hos uzerindeki etikete ne guzel yazmissiniz, iceriginde neler var. Harikasiniz. Ama gercekten ihlamurluyu merak ettim simdi:))
Ellerinize saglik, afiyetle yiyin.

3:43 ÖÖ  
Blogger ycurl said...

Kimya uzman kisisi tursu kurunca boyle olur demek ki :)) Saka bir yana afiyet olsun. Hayatta beceremeyecegim seylerden birisi tursu kurmak sanirim :)

9:57 ÖÖ  
Blogger Tijen said...

evet evet kisnis çok yakisiyor tursuya erikcigim iyi etmissin..
ellerine saglik.
tijen
(bir dahakine halka halka dogranmis soganlar ve tane karabiber de koy,bulgar göçmeni bir arkadasimin anneannesi usulü olsun)

8:28 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Merhaba, geciken cevap icin ozur diliyorum, isler biraz yogunlasti bu aralar...

Zeynepcim, sagol. Kuvvetli bir ihlamur tadi aliniyordu, klasik tursu tadindan biraz farkli oldu. Denersen begenirsin umarim.

Ycurlcum, inan aynen senin gibi dusunuyordum ama bu isin tam bir olcusu yok, o yuzden stres yapmaya da gerek yokmus. Bence iyi tursu kurarsin sen :)

Tijencim, Cumartesi bir posta daha kurduk tursu, bu sefer lahana ve fasulye. Yorumunu sonradan gordum maalesef.Ama harika geliyor kulaga. Bir dahaki sefere oyle de denemek isterim.

11:47 ÖÖ  
Blogger Asli said...

Ben de gecen hafta kurdum salatalik tursusu, ama Alacatidaki sokak tursucularina ozenip malzemeleri biraz degistirdim.
Limon, kaya tuzu, hardal tohumu, nohut (iclerinin bosalmamasi icin) ve bir iki dilim de limon koydum.

Nefis oldu, tavsiye ederim. Afiyet olsun hepimize,

Asli

4:19 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Asli, senin de eline saglik. Bir dahaki sefere biz de nohut koyacagiz, nedense ilk seferde akil edemedik. Sevgiler.

11:27 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Eylül 11, 2006

Yogurtlu Armut Tatlisi

Annem yemek kitaplarina merakli oldugumu bildigi icin eline gecen ne kadar kitaplastirilmis tarif veya yemek kitabi varsa bana vermeye basladi. Bunlardan birisi de Dunya Mutfaklari adi altinda bir nevi klasor.

Haftasonu da misafirlerimiz vardi. Kara kara ne tatli yapsam diye dusunuyordum. Tatli yapimiyla pek aram yok ve kendimiz icin evde pek yapmiyorum. Ama misafir gelince durum baska, tam anlamiyla eteklerim tutusuyor :)

Iste bu Dunya Mutfaklari klasorunun sayfalarini karistirirken bu yogurtlu armutlu tatliyi gordum. Yapimi gayet kolay gorundugu icin ve tesadufe bak ki, evde de bir gun once pazardan aldigimiz minik armutlar olunca hadi bir deneyeyim dedim su tarifi.

Malzemeler:

(Armutlari pisirmek ve dipsos icin)

Yaklasik 1 kg armut (dilediginiz cesit, eger bildigimiz buyuk armutlardansa 4 tane yeterli olacaktir. Kabuklari soyulacak ve cekirdekli kismi kabak oyacagi yardimiyla cikarilacak, saplari kesilmeyecek)
3 su bardagi kirmizi sarap (dilediginiz cesit, ben gayet ucuz bir sarap kullandim)
1,5 su bardagi toz seker (ben esmer seker koydum)

(Yogurt sosu icin)

300 gr tam yagli yogurt (yarim yagli da olur)
3 yemek kasigi cinar ozu (maple syrup, tarifin orijinalinde bal var, evde bal olmadigi icin ben cinar ozu koydum. Bence cok daha aromali ve guzel yapti.)
1 yemek kasigi toz tarcin

Yapilisi:

Orta boy bir tencereye sarap ve seker koyularak alti orta-cok hararete getirilir. Seker eridikten sonra icine armutlar koyulur ve yumusayana kadar kaynatilir. Bu pisme suresi armuttan armuta degiskenlik gosterebilir. Ama 30 dk icinde bir kontrol etmekte fayda var. Pisen armutlar bir tabaga alinarak sogumaya birakilir. Benim acelem vardi, attim valla buzluga direk…

Armutlar cikarildiktan sonra da sarapli sekerli karisim hacmi dortte birine inene kadar kaynatilmaya devam edilir, yaklasik 30 dk. Bu kisim orijinal tarifte yoktu, benim eklemem. Bu islem sonunda bir nevi uzum pekmezi elde ettim. Hem de sarabin kompleks kimyasallarinin lezzetine lezzet kattigi bir pekmez.

Beri tarafta gerekli malzemelerin hepsi karistirilarak yogurt sosu hazirlanir.

Servis yaparken de tabagi soyle hazirladim: Iki yemek kasigi pekmezi tabagin zeminine yaydiktan sonra uzerine bir armut oturttum. Onun da uzerine iki uc yemek kasigi yogurt sosundan doktum. Cok sik bir gorunumu de oldu.

Afiyet Olsun…

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Perşembe, Ağustos 31, 2006

Kadınbudu köfte


Genelde kizartma pek yapmamaya calisiyoruz. Ama birader gecen gun ziyaretimize geldiginde ozledim deyince yaptik biz de. Hem senede bir birsey yapmaz di mi… Yapmaz yapmaz :) Tarif annemin ve gayet genel:

Malzemeler:

½ kg az yagli kiyma (zaten kizaracak)
1 sogan (kup seklinde dogranmis)
3 yumurta (2’si cirpilmis)
½ demet maydonoz (ince kiyilmis)
½ su bardagi haslanmis pirinc
Taze cekilmis karabiber
Tuz
3-4 corba kasigi un
Bol miktarda sivi yag (fistik yagi varsa en iyisi)

Yapilisi:

Kiymanin yarisi cok az sivi yagda soganlarla birlikte kavrulur ve sogumaya birakilir. Bu harcin icine kiymanin geri kalani (cig olarak), 1 yumurta, pirinc ve maydonoz eklenir. Tuzu ve biberi ayarlanir. Yogrulduktan sonra top veya elips sekline sokularak once una sonra yumurtaya banarak kizgin yagda kizartilir. Top seklinde olunca kizartma isleminin daha sorunsuz yurudugunu farkettim ben bu sefer. Cikarttiktan sonra kagit havlu veya gazete kagidi ustunde bekletilerek fazla yagindan arindirildigi sanilir ama bu bir aldatmacadir aslinda :) Sicak veya soguk servis edilir.

Afiyet olsun…

7 Comments:

Blogger pinomino said...

canım çekti bak şimdi:) siz yılda 1 kez kızartma yiyorsanız iyi vallahi:)
ben bebelere yedirtmiyorum ama kendim götürüyorum lüp lüp:)

1:27 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Pinocum, nerdee? Yilda bir kez kadinbudu kofte yemeye calisiyoruz ama birden fazla kez kizartma yaptigimiz kesin :) Afiyet olsun, sen ye :)

4:56 ÖS  
Blogger Zeynep M. TÖRE said...

Ellerinize saglik Yesilerik,
bu haftaki yemekbiz yemek listesine koyuyorum tarifinizi haberin olsun :))

8:12 ÖÖ  
Blogger ycurl said...

Simdi yatili okullarda eger bir gun pilav varsa ertesi gun buyuk olasilikla kadinbudu kofte olur :)
Yemeyeli ne kadar uzun zaman oldu. Ellerinize saglik.

12:21 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Zeynepcim tesekkurler. Ben de uye olmak icin email yolladim listenize bugun.

Ycurlcum, sagol. Cok mantikli ve leziz bir yolmus bu anlattigin artan pilvi degerlendirmek icin.

3:15 ÖS  
Anonymous Adsız said...

merhaba bloğunuzu mail gurubumuzdan gördüm bugün erik hastası olan birinin hemen dikkatini çekti blog isminiz tarifinizi en kısa zamanda deniycem ellerinize sağlık

8:23 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Dilek tesekkurler. Insallah erikli bir tarif de koyariz belki ileride :)

4:19 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Ağustos 21, 2006

Midye Dolma


Midye dolma, eskiden beri cok sevdigimiz, ancak memleketten cok uzaklara dusmeden once evde yapilabilecegini asla dusunmedigimiz bir meze. Yokluk gelismenin anasi gercekten de. Yaklasik son dort yildir yapiyoruz ve daha ilk denememizden beri, gozlerimiz kapali yerken gurulutuleri ve kokulariyla Balik Pazari'ni dibimize getiriveriyor. Icindekileri keyfinize gore ayarlama firsat verdigi icin de damak tadiniza en uygun sekilde yapabiliyorsunuz. Yapmasi cok kisa degil (malum, neresinden baksaniz yine de dolma) ama sonuctan memnun kalmayan olacagini hic sanmiyoruz.

Malzemeler:

(Midyeler icin)

  • 2kg kabuklu midye
  • 1 litre su
  • 1/2 yemek kasigi tuz
(Ic Pilav icin)
  • 2 su bardagi pirinc
  • 2 su bardagi midye haslama suyu
  • 2 buyuk sogan
  • 2 dis sarmisak
  • 4 corba kasigi zeytinyagi
  • 3 corba kasigi kusuzumu
  • 3 corba kasigi cam fistigi
  • 1.5 corba kasigi kuru nane
  • 2 cay kasigi tarcin
  • 2 cay kasigi yenibahar
  • 1 cay kasigi taze cekilmis karabiber
  • 1/2 cay kasigi pulbiber
  • 1 tatli kasigi seker
  • n+1 tane limon (yerken kullanmak icin)
Hazirlanisi:

Midyelerin kabuklarini kaziyip iyice yikayin. Soguk suyun icinde biraz bekletilip olu ve kirik olanlari atin. Buyuk bir tencereye midyeleri, 1 litre suyu ve tuzu koyup isitmaya baslayin. Tahta bir kasikla midyeleri karistirarak kaynamaya cikartin. Midyeler acilir acilmaz atesten alip midyeleri baska bir kaba aktarin. Israrla acilmayan midyeler varsa onlari da atin. Kaynama suyunu dinlenmeye birakin.

Ic pilav, diger dolmalardaki ic pilavdan cok farkli degil. Soganlari ince ince dograyip zeytinyaginda iyice oldurun. Icine ince kiyilmis sarmisak ve fistiklari da ekleyip fistiklar hafifce renk degistirene kadar cevirin. Daha sonra pirinc, nane, karabiber, tarcin, yenibahar, seker ve pulbiberi ekleyip iyice karistirin. Midyeleri hasladiginiz sudan 2 su bardagini ve kus uzumlerini pirinclere ekleyin, karistirin. Bu asamada pilavin tuzu da ayarlanabilir. Suyu cekilene kadar kisik ateste pisirin. Bu asamanin sonunda pirincler tam pismemis olacaklar.

Midyeleri acip ic pilavla (cok tika basa olmayacak sekilde) doldurun. Pirincler pismeye devam edip sisecekleri icin midyelerde biraz yer kalabilir. Genisce bir tencereye dik olarak balik istifi dizin. Uzerine geri kalan haslama suyunu (yaklasik 2 bardak kalmis olmasi lazim) ve 2 bardak yeni suyu ekleyip kaynamaya cikartin, orta ateste pisirin. Yaklasik 20 dakika icinde midye dolmalar hazir olacaktir.

Afiyet olsun...

Bu tarifin birkac kucuk puf noktasi var. Ekteki soru/yanit bolumunu okumadan yapmamanizi oneririz.

Soru: Nereden bulacagim midyeleri?
Yanit: Istanbul'da Bogaz'a yakin yerlerde (ozellikle de Yenikoy civarlarinda) bazi balikcilarin kabuklu midye sattiklarini biliyorum. Balik pazarinda da var bildigim kadariyla. Ancak Istanbul'daki midyelerin temizligi hakkinda bir yorum yapmak istemem. Yilda bir yiyoruz nasil olsa deyip gozlerimizi kapatiyoruz genelde. Daha kucuk yerlerde midye dolma satan balikcilari ya da tezgahlari bulun. Biraz israr ederseniz size kabuklu midye satacaklardir. Buralardan alinan midyelerin uzun bir temizleme islemine tabi tutulmasi gerekiyor. Allah kollariniza kuvvet, akliniza sabir ihsan eylesin. Amerika'da zincir marketlerde (ozellikle de organik mal satan yerlerde) iyi midye bulmak cok kolay. Ancak midyeleri biraz kucuk. Onlari doldurmak deliye posteki saydirmak gibi bir sey.

Soru: Midye alirken neye dikkat etmeli?
Yanit: Midyenin canli olmasi sart. Evet, midyeler canli satiliyor. Turkiye'de guvendiginiz bir balikcidan midyelerin ne zaman geldigini ogrenebilirsiniz. Tezgahtaki midyelerin mutlaka buz uzerinde korunmasi gerekiyor. Eger midye dolmacilardan aliyorsaniz adam buyuk olasilikla midyeleri bir cuvalin icinde limanin bir kosesine sarkitmistir. Onlar zaten canli demektir, korkmayin. O arada beslendikleri suyun icerigi konusunda yorum size kalmis tabii. Gene Amerika'da midyelerin geldigi zamani sorarsaniz size dogru bilgi vermek zorundalar. Ben en fazla 3 gun diyorum, sonrasi nanay. Her iki kosulda da midyelerin agizlarinin oyle faras gibi acik olmamasi gerekiyor. Mumkunse hepsinin tamamen kapali ya da en fazla 1-1.5 mm acik olmasi lazim. Daha cok aciksa kuvvetle muhtemel onlari hayata dondurmeniz zor.

Soru: Eve getirdim, temizledim. Simdi olu olanlari nasil secegim?
Yanit: Buyuk bir kapta soguk suyun icine atin once, birkac dakika bekleyin. Kabugu acik olan midyeleri parmaginizla bastirip kapattiginizda yeniden aciliyorsa midye sizlere omur demektir. Hasladiktan sonra acilmayanlar da olu demektir, onlari da atin.

Soru: Zaten zor buldum midyeleri, agizlari tam kapanmiyor. Onlari kullansam olmaz mi?
Yanit: Hayir, olmaz. Onlar oludur, tahmin ettiginizden cabuk bozulurlar. Les gibi kokmasalar da bozuk olabilirler. Yemegin tadini rezil etmek bir yana midenizi de bozarlar. Elinizde dogru durust midye kalmadiysa baska yemek yapin.

Soru: Bari bir iki tanesini kullanayim. En irileri olu cikti.
Yanit: OLMAZ! Dit, hmmmm, dit! Atin onlari, cabuk...

Soru: Bu haslama suyu igrenc gorunuyor. Camur gibi. Ustelik dibinde de kum/protein vs. birikmis. Gercekten bunu mu kullanacagim pilavda ve midyelerin son pismesinde?
Yanit: Evet, kabuguyla pistigi icin haslama suyu biraz tortulu olur ve tortularin bir kismi yenecek gibi degildir. Onerim, oncelikle haslama suyunu 1/2 saat kadar dinlenmeye birakin. Sonra ince bir tulbentten (ya da cheese cloth'tan) yavas yavas suzerek baska bir kaba aktarin. Tencerenin dibinde kalan tortuyu ve suyun yaklasik 1/5'ini atabilirsiniz. Geri kalanini kullanmanin bir sakincasi yoktur. Eger bu suyu pilavda kullanmazsaniz gercek midye dolma tadi alamazsiniz, haberiniz olsun.


Soru: Bu midyeleri dolduruyorum, kabuklarini kapatiyorum, zemberek gibi aciliyorlar. Yoksa ben yeteneksiz miyim?
Yanit: Hayir, yetenekle ilgisi yok. Midyeleri ikna ettiniz mi? Hayir, tabii ki etmediniz. Ikna yontemi, tam anlamiyla bir kol burkma harekati aslinda. Kabuklar ayni duzlemde olacak sekilde (ya da baska bir deyisle "tamamen") acin. Sonra birini sabit tutup otekisini 90 derece cevirin. Bu islem, kabuklari birbirinden kopartmadan yaylanmaya neden olan baglari kopartacaktir. Simdi istediginiz gibi doldurun, kabugu kapatin. Iste bu kadar. Asagidaki fotograflarda olayi saniye saniye yansittim.



Soru:
Midyeler yine de oyle dikine dikine durmuyor, devrilip aciliyorlar. Lastikle ya da iple baglasam olmaz mi?
Yanit: Hayir, olmaz! Iple baglamak, icini doldurmaktan uzun surecegi gibi sonucta kayip hicbir ise de yaramayabilir. Caniniz lastik tatli midye dolma yemek istemiyorsa paket lastigi de kullanmayin (ben kullanana rastladim, afedersiniz tadi burada soylenmeyecek kadar berbatti). Tencerenin dibine askeri nizam, sIkI sIkI yerlestirirseniz, dolmalar kabuklari acilmadan ve suyun icinde yuzmeden pisecektir.


Soru: Eee, bendeki midyeler tencereye cok/az geldi. Ne yapacagiz simdi?
Yanit: Buraya kadar okuduysaniz yapmaya cok niyetlisiniz galiba, son bir tuyo daha vereyim. Eger tencere kucuk geldiyse lutfen tencereye kat cikmayin. Midye dolmalari suyun icinde yuzdurmek ne kadar kotuyse buharda pisirmek de o kadar az lezzetli yapiyor. Ikinci bir tencereye gecin. Eger bu tencere de buyuk gelirse tencerenin icin ici su dolu bir kase koyun; yer kaplasin.

Soru: Kac tane yemek lazim?
Yanit: Eger ugrasip 2 kg midye doldurduysaniz yarisini direk kendinize ayirin. Geri kalanini baskalari paylassin. Agzi sIkIca kapali bir kapta 2-3 gun buzdolabinda idare ediyor. O gun bitiremeseniz de bilin ki yapilanin yarisi yapana aittir! Bu fotograftaki disimin kovuguna bile gitmemistir. Olmus mu diye bakarken bile bunun birkac katini gotururum ben... (Bu arada, ben = Dalgic Erik)


43 Comments:

Blogger ycurl said...

Valla omurluk bir yazi olmus bu. Ben burada bir kere denedim ama hic akil kari is degil. Kapaklarin acilmamasi icin uzerine tabak kapatmistim.
Gecen yil arkadasim balik pazarinda beni bir midye dolmaciya goturdu. Seyyar Hikmet amca, Istanbul'un en iyi ikincisi midye dolmacisiymis (birincisini hatirlamiyorum). Dedim ki ona ben de yaptim. Gulerek acilmamasi icin iple mi bagladin yoksa dedi. Tezgahi piril piril uzerindeki onluk piril piril. Esi hazirliyormus midye dolmalari ve lezzetleri de cok guzel. Hani usenipte yapamayanlar icin balik pazarinin girisindeki Hikmet amcanin midye dolmalari hazir ve nazir bulunabilir.
Ama simdi burada bu kadar ozenle yapan arkadaslar olduguna gore oralari ziyaret etmek icin bir neden bulmak gerekli degil mi ama :)

11:10 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Ben de son midye dolma denememden sonra kendime bir daha ozlemeyi yasakladim. Cok ozleseydin ruyanda gorurdun, ruyanda gorduysen de yapmaya ne gerek var, doymus kadar olmussun iste diyorum.
Yapanlara Allah sabir versin

2:38 ÖS  
Blogger Doruk said...

Vay canına! İstanbul'da midye yemiyorum ama Çeşme'de kilolarla götürüyorum üzerinize afiyet. Evde yapmayı hiç düşünmemiştim, şimdi gelecek yaz için kendime ödev verdim. Son zamanların en heyecanlı postu bu, benim için:)

5:00 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Her babayiğitin harcı değildir midye dolması, bravoooo doğrusu. Hem de çok adabıyla falan yapılmış, haarika. Ben midyelerimi temizleterek alıyorum. Beylerbeyi İskele Meydanı balıkçılarından isterseniz eğer, size bir çay söyleyip oturturlar önce, midyeler de bir süre sonra ayağınıza gelir. Benim balıkçım İsmail'dir. Midyeli pilav için de miniciklerini temizletiyorum otuz kırk tane, 150 tane de iç midye... Aklınızda olsun yani hem midye dolmasını aratmaz, hem de işin daha kolayına gitmek isteyenler için idealdir.

6:33 ÖÖ  
Blogger fethiye said...

kac zamandir deneyeyim sunu diyordum, bizim komsular denemis, yazmis bile! Hani siz bize gelecektiniz ya, tamam buldum, bundan yapalim beraber ;)

11:34 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Duygu: Biz de cok zor oldugunu dusunerek basladik, ama sonucta o kadar da zor degil. Bir haftasonu 2-3 saatini ayirabilirsen en az iki uc gun doya doya diyecek kadar dolma yapabilirsin. Tabii asla disaridan almak kadar hizli olmuyor. ;)

Ycurl, biz de zamaninda cok yerdik balik pazarindan. Hala da gittigimde yerim, ama acikcasi kimin tezgahindan yedigimi bilmiyorum. Hikmet Amca'nin midyesini merak ettim dogrusu. Yiyip icinde farkli ne var, ogrenmek lazim. Kapimiz her zaman acik, midye bahane olacaksa hemen yapalim, buyur gel...

Tugba, azmi kaybetmemek lazim diyorum. Kolayini bir buldurursan gerisi gercekten cok keyifli. Bence denemeye devam et...

Burcu, yazdiklarin icin tesekkurler. Turkiye'de yazlikta yapmak eminim daha kolay olur. Nedense kisin yemek pek gelmiyor aklimiza. Hep bahar, yaz aylarinda yiyoruz biz de... Umarim tarifi seversin.

Oya, sana da yazdiklarin icin tesekkurler. Ozellikle Beylerbeyi'nde satildigini bilmek cok guzel. Ic midyeli pilavi da mutlaka deneyecegiz. Simdiden aciktim, hatta gozum dondu. YesilErik'i kandirip bu aksam mi yapsak... Neyse, bir gidelim eve...

Fethiye, yeminlen gelcez... Valla gelcez. Gelince mutlaka yapalim bunu. Biz de cok isteriz. Tabii baska cin procelerin varsa onlar da olur. Maksat yemek olsun. ;)

4:15 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Elinize saglik. Cok guzel gorunuyor dolmalar. Ben de bundan 5-6 sene once Whole Foods'tan midye alip denemistim yapmayi ama cok da begenmemistim kendi yaptigim midye dolmasini. Sizin tarifinizi gorunce biraz cesaret geldi, tekrar denesem mi acaba diye. Yalniz temizlemesi ile ilgili kaygilarim var biraz. Icinde siyah kilciklar var. Bunlari tam olarak nasil temizleyecegimi bilmiyorum. Biliyorum cok ayrintili yazmissiniz ama temizleme asamasini biraz daha anlatmaniz mumkun mu? Temizleme kismini tam olarak anlayabilirsem tekrar denemek istiyorum. Tesekkurler.
Gul

1:19 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Gul, merhaba ve tesekkurler. Midyelerin o kilcik dedigin kisimlarindan kapalilarken kenarindan yakalayip sertce cektigin zaman kurtulabiliyorsun. Bir iki defa cekistirmen gerekiyor cogu zaman. Gerci bu Whole Foods'dan son aldiklarimizi nasil temizledik hatirlamiyorum. (Bu arada biz bu kilciklara biyik diyoruz :)) Belki de biyiksizdilar, birileri bizim yerimize temizlemisti. Umarim denersin ve begenirsin. Cesaret verdigimize sevindim :)

4:50 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Gul, merhaba. Ben de cesaret verebildigimiz icin sevindim. Midyelerin temizlenmesiyle ilgili ben de birkac sey ekleyeyim. Whole Foods gibi marketlerde satilan midyeler genellikle kabuklari iyice kazinmis ve biyiklari temizlenmis (debearded) olurlar. Yani cogunda en azindan disa sarkan biyik olmaz. Gorunenleri de pisirmeden once kuvvetlice cekersen kopacaklardir.

Disaridan kopan biyiklar, her zaman iclerinde olmamasi anlamina gelmiyor. Bir miktar icinde de kaliyor olabilir. Acikcasi az bir biyik kalirsa cok aldirmiyorum. Ancak midyelerin tum biyiklarindan kurtulmak icin tek kesin bir yol var, o da midyeleri pisirmeden acip iclerinden biyiklari temizlemek. Bunun icin midyeyi avcunun icine yerlestirip sIkIca tut. Sivri ucu parmaklarina yakin duracak, cukurca olan kismi yukari bakacak. Bicagi cukur yerin ortasina saplayip dort-bes hamlede midyenin genis kenarina dogru ilerlet. Amac, icerideki beyaz kas bagini kesmek. Bu bag kesildikten sonra midye hemen acilacaktir. Icinden biyik kismini cekerek kopartabilirsin. Ben bu yontemle temizledigim midyelerden hic dolma yapmadim. (Boyle actiklarimla genelde balik avlarim ;) Ileride bir midyeyi acacak olursam fotograflarini yayinlarim mutlaka.

Umarim yaptigin dolmalar cok guzel olur, zevkle yersin.

2:37 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Cok tesekkur ederim beni bilgilendirdiginiz icin. Sizi bu kadar ugrastirdiktan sonra denemezsem ayip olur artik:)
Gul

12:51 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Merhaba,
Bu hafta sonu gelecek bir grup Amerikali misafire midye dolma yapmak gibi bir arzuya kapildim (insallah kiymetini bilirler). Daha once yapmisligim yok, ama deli cesareti iste! 2 kilo midyeden asagi yukari kac adet cikiyor? Yanina baska yemekler de olacagi icin midye dolmalarin miktarini hic abartmayayim diyorum da. Bir de sevmeyecekleri tutar, o zaman isin yoksa misafir katili ol...
Z.

2:32 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Merhaba Z.

Yorumunu simdi gordum, sizin misafirler gelmis ve de gitmislerdir herhalde. Ama gene de yazayim: Bu deneme icin herhalde 1 kg midye fazlasiyla yeterli olurdu. Buradaki mideyeler cok ufak cunku... Sevgiler.

10:04 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Cevap icin cok tesekkur :) Misafirler daha gelmedi. Cumartesi gelmelerini bekliyoruz. Kimisi vejeteryan, kimisi kirmizi et yemek, kimisinin domates ve peynire alerjisi var diye 3 bilinmeyenli denklem cozumu gibi menu yaratmaya calisiyorum. Bakalim midye dolmanin sonu hazin olacak mi :) Z.

12:53 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Sevgili Erik Ailesi,
Esim ve midye dolma yapacagimi telefonla haber alan Istanbul ahalisi evde oturmaktan gercekten baydigimi anladi. Hafta boyu her gun gidip "yarin midye gelecek mi?" diye sorup her gun olumlu cevap aldigim, cunku her gun taze midye getiren Whole Foods saticilari da bikardi da neyse ki her sefer farkli adama denk geldim.
Eve taze taze getirdigim midyeleri temizledigimi duyan esim "ay simdi onlar canli canli mi?" diye vicdan azabi cektirmeye calissa da dolmalari yerken vicdani arkasini donecektir, eminim.
Temizleme asamasinda fark ettim ki midyelerim gercekten canliymis. Zira sakallarini cekistirirken onlar da simsiki kapattilar kabuklarini. Bu tam da "acaba aci cekiyorlar midir?" diye kendimi sorgularken oldu. Gece benim tuylerimi yolmaya calisan midyeler gormekten korkuyorum. Bu dusuncelerden kurtulmak icin bir tepsi midye hazirlayip Staples Center'daki hokey ve basket maclarindan once insanlari bu yeni lezzetle tanistirip Los Angeles'in ilk Mercan subesini kurmayi hayal ettim. Tabi yarinki misafirlerden cikacak fokus grup arastirmasinin sonuclarina gore yapacagim yatirimimi.
Simdi gidip ic pilavi hazirlamali. Tesekkur :)
Z.

2:13 ÖS  
Blogger huseyin said...

Arkadaslar, midyeyi hep bi yerlerden almaktan bahsetmissiniz... Peki direk denizden kendimiz toplasak olmuyo mu bunu? Ben oyle bisey yapmayi dusunuyorum da, kayaliklarin ustunde oluyodu bi suru, onlardan yapsak olmaz mi ki?

9:31 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Tabii, denizden de toplanabilir. Yalniz toplanan yerin kumluklardan mumkun oldugunca uzak olmasi lazim. Cok dalgali yerlede uzak olsa da icine kum girebiliyor. Onerim akintinin bol oldugu, ama dalgalarin dibi cok karistirmadigi yerledeki en iri midyeleri secmek olacak. Dedigim yer bogaza cok benziyor, ancak ben olsam bogazdan cikarttigim midyeleri yemezdim.

5:49 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Kutsal 11 ayların gelmesini beklemeye dayanamayan fasıl meraklısı dostlarım bu haftasonu polenezköy'de toplanmaya karar verdi.Fasıl-rakı-z.yaglı üçlemesine Midye dolma yaparak katılmaya karar verdim.hatta midyeleri kendim çıkararak yapmayı daha bir anlamlı buluyorum.Sevgili arkadaşımız gayet yeterli bir tarifle anlatmış meseleyi zaten..Ee bizlerede yapmak kalıyor...

1:06 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Okurken ağzımın suyu aktı resmen :D midyeye bayılıyorum (bol limonlu)

11:09 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

fotoğraflı anlatım süper olmuş

1:27 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Resimler,anlatım çok güzel olmuş !!ellerinize sağlık!!İstanbul'da ne çok ta yerdimmm!! çok özledim ama bu tarifi gördükten sonra mutlaka deniyeceğim :) bakalım neye benzeyecek!!! :D

4:00 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Gercekten Resimli anlatim cok guzel olmus,sadece resimler deil anlatımda cok iyi ellerinize sağlık. Genç AşÇı

2:44 ÖS  
Anonymous Adsız said...

yok boyle bir sey, bu ne hos bir tarif, kendimi izmir de kordon da midye tezgahi basinda gibi hissettim. ben de yurt disinda yasiyorum ve Sizi oyle iyi anliyorum ki; evet degisik lezzetler denemek super ama oyle tatlar da var ki insan ariyor iste caresi yokkkkk. ben de Sizin tarifi ve puf noktalarini harfiyen uygulayarak hafta sonu kendime kurban sectigim turk arkadaslara yapacagim. bakalim nasil geri bildirimler alacagim. tekrar tesekkurler.

12:42 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Saroz'da Temmuz ayında Midye çıkarmıştım.Bir sene sonra aynı yerden Ağustos ayında Midye çıkardım .Midyeleri açtığımda içleri kırmızıydı ve çok yumuşaktı acaba Midye toplamanın zamanımı var?

6:05 ÖS  
Anonymous berrin said...

bugun yaptim midye dolmasi super bir tarif olmus
en ince ayrintisina kadar yazmissiniz cok cok tesekkurler bence en onemli puf noktasi midyelerin doldurulduktan sonra kapanmasi kismi )))) midye dolmasi sevenler bence bu tarifi gozu kapali denemeliler cokta basit hic oyle bir kac saat surmuyor zeytinyagli yaprak sarmasindan kirkkat daha kolay ellerinize saglik harikasiniz nasil tesekkur edecegimi bilemiyorum

2:48 ÖS  
Anonymous Adsız said...

inanilmaz bir tarif -

Istanbul'dan bir sene uzakta kaldiktan sonra ve bugun markette midyeleri gorunce dayanamadim aldim, eve gelirken tarifiniza baktim ve iki saat sonra tika basa midye dolma ile domus mutlu bir turkum connecticut`da :)

tarif mukemmel, en ince ayrintisina kadar yazmissiniz, ellerinize saglik. Ben de en ince ayrintisina kadar takip ettim, tek takildigim nokta kimyon/tarcin oldu. Yukardaki ingredient listesinde kimyon, tarifin icerisinde tarcin deniyor. Ben kimyonla yaptim ve sanirim dogru olan da buydu, cunku zaten kus uzumu ve sekerle yeteri kadar tatli not olusuyor ic pilavinda.

Eklemek istiyorum ki - sanirim bu kucuk midyeler tad olarak daha konsantreler, cunku Istanbul`da yediklerimde, icerisindeki midye tadini cok berligin alamiyordum ama burdan aldigim (kanada mali) midyelerde midye tadi cok daha belirgindi.

Tekrar tekrar tesekkurler, bu gurbet kosesinde bana memleketimin bu guzel tadini yasatan tarif icin!.

Selamlar

Deniz

9:37 ÖS  
Blogger Arif said...

Isvecden yaziyorum,
Tarifin cok guzel ve detayli bir anlatimin olmus. Tarifin ve zamanini harcayip bu tarifi internet araciligi ile bizlerle paylastigin icin size cok tesekkur ederim. En kisa zamanda deneyip Balik restaurantimda Isvecli musterilerimin tabaklarina service surecegim. Saygilarimla.

2:44 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Herşeyi çok güzel açıklamışsınız, özellikle soru cevap kısmı çok güzel... Ancak bir daha midye dolması yemeyeceğim. Yazıktır, hayvanlar işkenceden işkenceye tabi tutuluyor resmen... Zeytinyağlı yaprak sarması yaparım daha iyi ! Bir de minik bir hatırlatma doğrusu; ''midye DOLMASI''dır. (İsim tamlaması...)

10:01 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Buraya bakmayali oldukca zaman gecmis. Yorumlarin hepsi icin cok tesekkurler. Midye dolmaSI ( ;) ) tarifini deneyen herkese cok tesekkur ederiz.

Kisa bir not dusmek istiyorum. Biz ic pilava hem kimyon hem de tarcin koyuyoruz az miktarda. Ikisinin de yeri ayri. :)

9:00 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Not iki... Biraz bakip ogrendim ki beyaz etli midyeler genelde disi, turuncu etliler erkek oluyormus. Tadlari arasinda bir fark yok. Sanirim midye mevsimi gibi bir sey yok. Omurleri 2-3 yildan 20 yila kadar uzandigi icin toplanan yerin genel olarak agir metallerden ve pislikten arinmis olmasi cok onemli. Ornegin, Istanbul Bogazi ya da Izmit Korfezi midye toplamak icin en iyi yerler degil. Ha sen bogazdan midye yemiyor musun derseniz, ben gozlerimi kapatip yiyordum. Artik istesem de yiyemiyorum. :)

11:10 ÖÖ  
Anonymous Gültekin said...

Almanyadan Gültekin;
Bende bugün marketten bir kilo taze midye aldim.Midye zamaniymis bu aralar. Tabii Kuzey denizinden geliyorlar.Internette aradim bir tarif sizinkini buldum ve bayildim. Harika aciklamissiniz her detayi. Kutluyorum sizi. Tahmin ediyorum tadida cok güzel olacak. Simdiden heyecanliyim. Yanina RAKI 'mida hazirladim tabii. Emek cekip yapanlara afiyet olsun.Tüm midyecilere sevgiler.Gültekin.

12:07 ÖS  
Anonymous Gültekin said...

Gültekin;
DiKKAT DiKkAT! Listede yanlislikla Kimyon yazilmis. Dogrusu Tarcin olacak! Tarifi yazana duyrulur.!!!!!!

5:36 ÖS  
Anonymous Adsız said...

dogma buyume istanbulluyum... biz midye dolmayi surekli yapariz..midye bicakla acilir.. ici doldurulur ,... az bir su ile pisirilir.... kimyon konmaz. bol karabiber tarcin.. cok az nane,, ve az da dolma bahari..kullandigimiz baharatlardir.. birde boyle deneyin.. farki goreceksiniz

11:57 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Uyarilar icin cok tesekkurler. Icindekiler listesindeki kimyon gercekten de tarcin olacakti. Duzeltme yapildi, yanlisliktan dolayi agzinin tadi kacanlardan ozur dilendi...

11:23 ÖS  
Anonymous burcud said...

Muhtesem bir tarif olmus tesekkurler:)
suan ocakta pisiyorlar dedim ki kendi kendime eger bunu da yaparsam Turkiye ozlemimi avutacaktir belli bir sure:)tekrar tesekkurler Dallastan sevgilerle
Burcu

8:06 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Ya yapması sorun değilde çok zor değil ama ben şimdi çok üzüldüm midyeler canlı canlı kaynatılıyor diye, çok da özledim Türkiye de yemiştim. Amerikada donmuş ağzı açıkları satıyorlar işte o yenmez demişsiniz. Ben kaynatamam canlı canlı zehir olur bana en iyisi unutayım ben bu midye dolmayı

4:57 ÖS  
Anonymous Adsız said...

merhaba arkadaslar almanyadan selamlarr.. bende yapmayi denedim, hersey cok güzel oldu, tencerede düzmesi cok zor oldu, cünki midyeleri kapatamadim, kendiliginden aciliyorlardi, baglamayida düsündüm ama tarifde baglamayin yazdigi icin yapmadim..

hersey cok güzel oldu, ama midyeleri nsl kapatacagimi anlamadim, trde canimiz cikardi acmak icin, burda kendiliginden aciliyorlar...

pilavini doldururken midye kapaklarini tamamen ayirmadim sivri olan yerler yapisikdi, ayni haslama suyun icindeki gibi (resim)..
nsl yapacam o kapatma isini ya? yoksa hersey cokkk güzel oldu, hersey tamam!

slmlar kerim

9:54 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Hocam sag olasin. Bu sayede midye dolma da yapmis olduk :).

atacan
Seattle

10:11 ÖS  
Anonymous Adsız said...

www.cugamidyedolma.com buradan bakabilirsiniz

6:53 ÖS  
Anonymous Serhat said...

Avustralya ya tasinali yaklasik 1,5 sene oldu. Yurt ozlemi arttikca artiyor. Esimin aklina dustu bir kere bu midye dolma. Ya yapicaz ya Turkiye ye donucez :)

3:46 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

vira bismillah dedim yaklasik3 kg midye aldim. esim alma ugrasmam ben bunlarma dedi dinlemedik :) ben yaparin elini surme sen edim ama pisman oldun. midye acmaya acilmaz kapamaya kapanmaz epeyce zahmatli bir is ama su an bu yaziyi yazarken midyeler kayniyor son safhasinda da ortaya ne cikacak merakla bekliyorum
4 saatimi aldi buna deger diye dusunuyorum sonucu ne olacak tam bilmiyorum ama yapmak isteyenlere tavsiye ederim amma allah yardimciniz olsun :)
yaziyi yazan arkadasada emegine saglik 3 gundur aradigim ve gordugum en aciklayici anlatim tesekkurler

1:16 ÖS  
Blogger Unknown said...

Ikinci kez yapiyorum, midye dolmalar harika, isyerindeki akadaslar ve esim herkes bayildilar. San Fransisco dan selamlar

10:33 ÖS  
Blogger kamøløsø said...

Harika bir tarif. Geçen ay Bolognada 3-4 kilo midye ile 15 kişilik yapmıştım. Tenceredeki son pirinç tanesine kadar hepsi afiyetle yendi.

O günden beri herkes midye dolma soruyor. Ama gel gör ki kabuklu temiz canlı midye bulmak midyeyi yapmaktan çok daha zor. Denize kıyısı olmayan Bolognada her mevsim mis gibi canlı midye bulabilirken, ne İstanbulda ne de Selanikte hiçbir yerde bulamadım. (bakmadığım yer kalmadı)
Şimdi Giritte yine aynı mesele. 5 tane balıkçı gezdim hiçbirisinde midye yoktu. En sonunda sadece donmuş balık satan bir balıkçıdan 2 kg donmuş halde midye aldım. Gayet temiz bir şekilde, kapakları kapalı vacumlanmış midyeler. Umarım pişirirken bir aksilik olmaz. :)

4:04 ÖS  
Anonymous Adsız said...

new york dan belvi ben,oncelikle tarif icin tesekkurler,midyelerimi gourmet marketten aldim,cok buyuklerdi,2 kilo aldim ve dedim ki kendi kendime 2 bardak pirinc az olur bunlara,3 bardak koyayim ben,yanilmisim :)tam 1 bardak pirincim arti :)sakal olayi hakkaten cok bunaltici,hasladiktan sonra cikartabildim sakallari,saat 22 de basladim ve su anda saat 1 33,bi tadina bakayim dedim,1 tane oldu 8 tane :))) usenmeyiniz sevgili dostlar,yapiniz, afiyetle yiyiniz.Bir daha yapar miyim? eger yalniz yapacaksam yilda 1,yardim alirsam surekli yaparim :)bir de tarcin bana biraz fazla geldi eger araniz yoksa tarcinla azaltailirsiniz.

1:38 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Perşembe, Ağustos 17, 2006

Findikli Besamel Soslu Lazanya


Bir findikli tarif de bizden. Findik, genellikle tatlilarda kullanilan bir malzeme. Ancak biz bir degisiklik yapip tuzlu bir yemekte kullanmak istedik. Besamel sosuna yakisacagini dusunduk; besamelin de lazanya icinde cok lezzetli olacagini tahmin ederek bu tarifi uydurduk. Sonuc gayet basariliydi.

Malzemeler (4 kisilik):
  • 1/2 paket lazanya
  • 1oogr. findik
  • 2 yemek kasigi tereyagi
  • 2 yemek kasigi sivi yag
  • 4 tepeleme dolu yemek kasigi un
  • 3 su bardagi sut
  • 50gr. beyaz peynir
  • 50gr. cedar peyniri
  • 50gr. parmesan
  • 1 cay kasigi mahlep
  • 1 tatli kasigi tuz
  • 100gr. guneste kurutulmus domates ya da 2 yemek kasigi salca (istege bagli)
Yapilisi:

Kaba Findik Unu: Findiklar 200C (400F) sicakliktaki firinda 6-7 dakika kavrulur. Findiklarin 80 grami mutfak robotunda un haline gelinceye kadar cekilir. Geri kalan 20 grami eklenip cok kabaca parcalanir.

Besamel Sosu: Tereyagi ve sivi yag tavada kizdirilir. 2 kasik un eklenip karistirilir. Cekilen findiklardan 2 yemek kasigi eklenip 30 saniye kadar kavrulur. Geri kalan un da eklenip acik kahverengi oluncaya kadar karistirilarak kavrulur. Bu arada unun iyice pismesi gerekli. 2.5 bardak soguk sut yavasca eklenip cirpici telle kavrulmus un karisimina yedirilir. Bu karisim, oldukca koyu kivamli oluyor. 1-2 dakika daha pisirilip atesten alinir. Icine tuz ve mahlep eklenir, iyice karistirilir. Istege bagli olarak ince kiyilmis kurutulmus domatesler besamele eklenip iyice karistirilir.

Beri tarafta lazanyalar yumusayinyaya kadar haslanir, sudan cikartilip kagit havluyla kurulanir, bir tepsiye yanyana dizilir. Her birinin uzerine 1.5 yemek kasigi besamel sosu yayilir. Lazanyalarin dar kenarlarindan birine yakin, esit parcalara bolunmus beyaz peynir ve rendelenmis parmesan peyniri konulur. Lazanyanin uzerindeki besamelin uzerine 2 tatli kasigi cekilmis findik serpilir. Lazanyalar rulo halinde sarilir.

Derince bir firin kabinin dibine 3-4 yemek kasigi besamel yayilir. Lazanya rulolari besamelin uzerine yanyana dizilir. Geri kalan besamelin icine rendelenmis cedar peyniri ve yarim bardak sut eklenip karistirilir, bir tasim pisirilir. Bu sos, lazanyalarin uzerine dokulur. Geri kalan cekilmis findiklar da bu sosun uzerine serpilir. 200C'ye (400F) isitilmis firinda uzeri kizarincaya kadar (yaklasik 15-20 dakika) pisirilir.

Firinin icinden...

Bahcede servis...

Her hakkı bloglararası fındık projesine aittir. Bu yazımizla ilgili hiçbir maddi talebimiz olmayacaktır.

Afiyet olsun...

4 Comments:

Blogger fethiye said...

erik bahcesinde findikli lazanya ha? :) belli oluyor muydu findik tadi merak ettim.

ellerinize saglik ikinizin de! ;)

6:07 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Fethiye sagolasin. Findik tadi oldukca belirgin. Findigi hem cekmeden firinda, hem de besamel sosu yaparken yagda kavurdugun icin olabilir. Tabii bir de her lazanya rulosunun icine serptigimiz findiklar var. Mahleple de birbirlerini cok guzel tamamliyorlar. Biz kisa sure icinde yine deneyecegiz; bugun tepsiyi bitidik YesilErik'le. (Tadi hala damagimda, olsa yine yerim gecenin bu saatinde)

12:32 ÖÖ  
Blogger Doruk said...

Mahlep ve fındık mı, son derece başarılı bir eşleştirme!

5:01 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Lazanya çok güzel gözüküyor

1:35 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Ağustos 11, 2006

Anavatanlari Amerika

Alisveris yapilmamis ve evdeki malzemelerin azaldigi bir gun dolap acilir ve icine bir goz gezdirilir. Biraz kisnis vardir, bir avokado, kirmizi soganimiz kalmis mi, evet yarim var. Sebzeligin derinliklerine dogru inildiginde kucuk kirmizi patatesler goze carpar. Amish koylulerinin her hafta pazara getirdikleri patateslerdir bunlar, biraz kalmis. Daha ust raflara bakildiginda gene pazardan alinmis taze sut misirlar goze carpar. Bunlari da 10 dk hasladin mi tamam. Hemencecik oluveriyorlar zaten. Hepsi bir arada yenirse bugunluk de karnimiz doyar.

Pek guzel oldu. Tabaga birlikte koyduktan sonra gozume carpti ki bunlarin hepsi de amerika kitasi kokenli sebzeler/meyveler/tahillar. Hepsinin M.O. 7000’li yillara varan mazisi varmis. Amerika’nin kesfinden sonra once Avrupa’ya sonra da tum dunyaya yayilmislar. Asagiya kokenleri ve yayilmalariyla ile ilgili buldugum bilgileri ekliyorum (malesef ingilizce). Kaynak: http://www.whfoods.com/.

Gelelim tariflere…

Guacamole

Pek cok guacamole tarifi var ve hepsi birbirinden lezzetli aslinda. Ana malzeme avokado oldugundan olsa gerek :) Ama kisnis olmazsa olmazi bence guacamole'nin. Bizim tarifimiz de soyle:

Malzemeler (2 kisilik):

1 olgun avokado (kup seklinde dogranmis)
½ kirmizi sogan (ince kupler seklinde dogranmis)
1 kucuk domates (ince kupler seklinde dogranmis)
¼ demet taze kisnis (cok ince dogranmamis)
1 yemek kasigi eksi krema
½ misket limonunun suyu
deniz tuzu
taze cekilmis karabiber

Avokadonun olgununu nasil sececegiz? Rengi kopkoyu yesil olacak once. Gozumuze kestirdigimiz bir tanesini elimizle de bir kontrol etmemiz gerekiyor. Uzerine azicik bastirdigimiz zaman parmagimiz iceri biraz gomulecek ama hafif bir basincla da karsilacak. Iste bu avokadoyu oldugu gibi kullanabiliriz. Rengi donmus ama daha sert etli olanlarini tezgahin ustunde bir kac gun bekleterek de olgun hale getirebiliriz. Bazen oyleleri daha ucuza satiliyor ve acele kullanilmayacaksa alinabilir, neden olmasin.

Avokadoyu dogramanin da kolay teknigi bu adreste fotograflariyla guzelce anlatilmis.

Yapilisi:

Kup seklinde dogranan avokadonun uzerine rengi koyulasmasin diye once yarim limin (veya limonun) suyu eklenir. Buna eksi krema, sogan, kisnis ve domates eklenir. Domatesin dograrken cikan fazla suyu mumkunse eklenmez, zira guacamoleyi biraz sulandiriyor ve rengini bozuyor. Hepsi karistirilir, tuzu ve biberi ayarlanir.

Acili versiyonu icin de cekirdekleri cikarilmis ve cok ince kup seklinde dogranmis bir jalapeno eklenebilir.

Biberiyeli Patates

Malzemeler:

250 gr kucuk patates (ikiye bolunecek, buyuk patates ise dilimlenecek)
2 dal biberiye (yapraklari ince ince kiyilacak)
2-3 yemek kasigi sizma zeytinyagi
deniz tuzu
taze cekilmis karabiber

Yapilisi:

Biberiye, zeytinyagi, tuz ve karabiber patateslerin yuzeyine iyice yedirilir. 200 C’ye (400 F) isitilmis firinda 15-20 dk pisirilir.

Afiyet olsun…

Ek Bilgiler:

Avocado

Avocados are native to Central and South America and have been cultivated in these regions since 8,000 B.C. In the mid-17th century, they were introduced to Jamaica and spread through the Asian tropical regions in the mid-1800s. Cultivation in United States, specifically in Florida and California, began in the early 20th century. While avocados are now grown in most tropical and subtropical countries, the major commercial producers include the United States (Florida and California), Mexico, the Dominican Republic, Brazil and Colombia.

Potato

Potatoes originated in the Andean mountain region of South America. Researchers estimate that potatoes have been cultivated by the Indians living in these areas for between 4,000 and 7,000 years. Unlike many other foods, potatoes were able to be grown at the high altitudes typical of this area and therefore became a staple food for these hardy people.
Potatoes were brought to Europe by Spanish explorers who "discovered" them in South America in the early 16th century. Since potatoes are good sources of vitamin C, they were subsequently used on Spanish ships to prevent scurvy. They were introduced into Europe via Spain, and while they were consumed by some people in Italy and Germany, they were not widely consumed throughout Europe, even though many governments actively promoted this nutritious foodstuff that was relatively inexpensive to produce. The reason for this is that since people knew that the potato is related to the nightshade family, many felt that it was poisonous like some other members of this family. In addition, many judged potatoes with suspicion since they were not mentioned in the Bible. In fact, potatoes initially had such a poor reputation in Europe that many people thought eating them would cause leprosy.
Some of the credit for the rise in potatoes' popularity is given to two individuals who creatively engineered plans to create demand for the potato. In the 18th century, a French agronomist named Parmentier created a scheme whereby peasants could "steal" potatoes from the King's "guarded" gardens. He also developed and popularized the mashed potato that became popular probably because he made this suspicious vegetable unrecognizable. Another person who was instrumental to the acceptance of potatoes was Count Rumford. A member of the British scientific group, the Royal Society, Rumford created a mush soup made of potatoes, barley, peas and vinegar, which the German peasants adopted as a satisfying and inexpensive dish.
The potato was thought to have been first brought to the United States in the early 18th century by Irish immigrants who settled in New England. People in this country were slow to adopt the "Irish potato" and large scale cultivation of potatoes did not occur in the U.S. until the 19th century.
There are not that many foods that can claim that a pivotal historical event centered around them. But the potato can. By the early 19th century, potatoes were being grown extensively throughout Northern Europe, and potatoes were almost solely relied upon as a foodstuff in Ireland owing to this vegetable's inexpensive production and the poor economy of this country. Yet, in 1845 and 1846, a blight ruined most of the potato crop in Ireland and caused major devastation: this event is known as the Irish Potato Famine. Almost three-quarters of a million people died, and hundreds of thousands emigrated to other countries, including the United States, in search of sustenance.
Today, this once-infamous vegetable is one of the most popular throughout the world and the one that Americans consume more of pound for pound than any other. Currently, the main producers of potatoes include the Russian Federation, Poland, India, China and the United States.

Corn, yellow

An important food plant that is native to America, corn is thought to have originated in either Mexico or Central America. It has been a staple food in native civilizations since primitive times with some of the earliest traces of meal made from corn dating back about 7,000 years.
Corn has played and still continues to play a vital role in native American cultures. It has been greatly honored for its ability to provide not only sustenance as food but shelter, fuel, decoration and more. Because of the vital role that corn played in the livelihood of many native cultures, it has been one of the important icons represented in the mythological traditions of the Mayan, Aztec and Incan Indian civilizations.
Traditional dishes made with corn often included a small amount of lime - not the fruit, but calcium oxide, the mineral complex that can be made by burning limestone. Limestone is a sedimentary rock that is composed of calcium carbonate and occurs naturally across the United States. This lime added to a corn meal was generally obtained from the fire ash because a small amount of lime is produced simply from the burning of wood into ash. The reason for this process was simple: people seemed healthier when the pot ash was added. Now we know why. The niacin (vitamin B3) in corn is not readily available for absorption into the body, and lime helps free this B vitamin, making it available for absorption.
When Christopher Columbus and other explorers came to the New World, they found corn growing throughout the Americas, from Chile to Canada. It was consumed both as a vegetable and as a grain in the form of cornmeal seasoned and eaten as an accompaniment to vegetables, fish or meat. The corn that was prized was not just limited to the yellow and white kernel varieties that we know, but many other more popular varieties that featured kernels of red, blue, pink and black and were not only solid, but spotted or striped.
Corn was brought back to Europe by Spanish and Portuguese explorers who later introduced it throughout the world. However, many of the European explorers coming over to North America ignored Native American traditions - including the pot ash tradition - and later fell victim to the vitmain B3 deficiency disease called pellagra. Today, the largest commercial producers of corn include the United States, China, Brazil, Mexico and the Russian Federation.

Kaynak: http://www.whfoods.com/

8 Comments:

Blogger Tijen said...

bu siteni nasil olmus da görmemisim?
ellerine saglik vallahi.
en çok neye özendim biliyor musun avokadoya. özledim antalya'daki avokadolari. tabii burhaniye'de yok! burda da baska seyler var ama..
selamlar
tijen

4:13 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Tijencim selam, burasi cok yeni zaten, bir sey kacirmadin yani, hosgeldin :) E sizin Burhaniye'de neler var o zaman avokado yoksa, Maya'yi saymiyorum :)

3:27 ÖS  
Blogger Papatya said...

Merhabalar,
avokadoyu biz de cok seviyoruz, Giritin dogusunda yetistirildigi icin de her zaman ve cok uygun fiyata tazecik avokadolar bulabildigimiz icin sansliyiz. Guakamoleniz leziz gorunuyor :) Benim sizi ilk ziyaretim oldugundan eski yazilarinizi da okudum. En cok da izgarada enginar fikri hosuma gitti.. sevgiler,
Papatya

3:55 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Merhaba Papatya, hosgeldiniz bahcemize ve de tesekkurler :) Ben de sizin blogunuzu takip ediyorum aslinda bir suredir. Girit'ten aktardiklariniz muhtesem gercekten de, ne kadar bereketli bir yer. Hatta yildiz seklinde enginarlardan bahsetmistiniz bir yazida, cok hostu. Belki onlarla denersiniz artik mangalda enginari :)

2:28 ÖS  
Blogger ycurl said...

Ben denedim bu guacamole tarifini. Pek bir begendik :) Bu arada avokado kolesterolu dusuruyormus. Erik dikkatli olmak gerek dedi ama okudugum yazilarda tam tersini soyluyordu ;)

4:16 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Ycurlcum, begendiginize sevindim. Kolestrol hikayesini bilemeyecegim pek. Kendisi kolestrol iceriyor avokadonun ama metabolizmaya etkisi nasil oluyor bunun bilemiyorum. Kupune dusmemek lazim derim sonucta :)

12:26 ÖS  
Blogger Evren Yasa said...

bayıldım ben bu avokado goruntusune. ben de hazırladıktan sonra avokadonun kendi kabuklarında servis yapiyorum cok sik oluyor, tavsiye ederim

3:44 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Evren, cok tesekkurler. Aslinda ben de kendi kabuklarina koydum avokadonun :) Bence de harika bir sunum sekli. Sevgiler.

11:48 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

Mangalda Enginar


Mangal mevsimi tam gaz devam ediyor. Gerci yagmur ve kar da bizi pek durduramadi daha once ama yazin elbette bu isin keyfi baska oluyor.

Enginari boyle yakin zamanda bir restoranda denedim ve cok hosuma gitti. Harika bir aperatifti, hafif ve de lezzetli. Hemen kendim yapmaya giristim. Mangal yoksa sadece haslayarak da yenebilir enginar ve bu da cok lezzetli oluyor elbette. Mangalda yapildigi zaman ise enginarin fazla suyu gidiyor ve daha yogun bir enginar tadi aliniyor. Bir de komurun kattigi o lezzet apayri tabii…

Malzemeler:

1 butun enginar
½ limon
sizma zeytinyagi
tereyagi (istege bagli)
tuz
taze cekilmis karabiber

Sos icin:

1 tatli kasigi Dijon hardali
1 tatli kasigi eksi krema (mayonez de olabilir)
1 yemek kasigi limon suyu
tuz

Yapilisi:

Butun enginarin ucu ve yapraklarinin sivri uclari kesilir. Yarim limon eklenmis (suyu ve kabugu) bol suda 20 dk kadar haslanir. Enginarin yapragi koparilmak istendiginde direnc gostermeden kopuyorsa olmus demektir. Fazla suyu suzulur, ortadan ikiye kesilerek icindeki tuyleri bir kasik yardimiyla alinir. Uzerinde sizma zeytinyagi gezdirilir, tuz ve bolca taze cekilmis karabiber koyulur. Mangalda yuzu atese donuk bicimde 10 dk kadar pisirilir. Pistikten sonra istege gore uzerine tereyagi surulebilir. Bu parlak bir gorunum de kazandiriyor. Sos icinse, yukaridaki malzemeler karistirilir, istege gore daha tuzlu veya limonlu yapilabilir. Sosa banarak yenir.

Afiyet olsun…

4 Comments:

Blogger ycurl said...

Iyi ki actiniz su erik bahcesini. Demek mangalda enginar. Durun ya daha sardalyeleri deneyemedim bir de enginar cikti :) Annem haslar enginarin kabuklarini sonra siyira siyira yersin. Nedense yanina da bakla yakisir.

1:58 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

:)) Iyi ki ziyaretimize geliyorsun sen de Ycurlcum. Sardalyalarla enginari bir postada yaparsin artik, hazir atesi yakmisken :) Erik'in anneannesinin de boyle baklali enginarli cok guzel bir tarifi varmis, anlatip durur. Daha bana yemek kismet olmadi maalesef.

1:57 ÖS  
Blogger Oya Kayacan said...

Seneye artık, minik enginarların peşinde koştuğum ve rastgelmişse bulduğum bir günün akşamında, bahçedeki dut ağacının altında, yanında da kısmet neyse, mangalda...

2:38 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Oyacim, ruzgar da pufur pufur essin bi yandan enginarlar olurken :)

2:18 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Ağustos 04, 2006

Fasulye Yemeği-Gürcü Usulü


Pazarda bir kac haftadir ustuste taze buldugumuz icin bu aralar devamli fasulye pisirir olduk. Once zeytinyagli yaptik, sonra etli. Bu hafta gene dayanamadik, biraz daha aldik. Ama benim canim artik baska bir seyler denemek istedi bu seferki fasulyelerle.

Paula Wolfert’in The Cooking of the Eastern Mediterranean adli kitabini karistirdim biraz. Burada kesin iyi bir tarif vardir diyerek. Yanilmamisim.


Malzemeler:

½ kg taze fasulye
¾ su bardagi yogurt
1 tatli kasigi tarcin
1 fiske toz safran (istege bagli)
1 fiske toz seker
½ demet dereotu
½ demet baska otlar (maydonoz, taze nane, tarhun, zater; ben maydonoz ve nane kullandim)
2 dis sarmisak
3-4 adet yesil sogan
4 yemek kasigi tereyag (ben 2 kasik kullandim)

Yapilisi:

Fasulyeler ayiklandiktan ve yaklasik 5 cm uzunlugunda dograndiktan sonra 10 dk kadar suda haslanir. Suzulur ve bir kenara alinir.

Beri tarafta tarcin, safran ve seker yogurda eklenir, karistirilir ve bu da bir kenara alinir.

Yesil sogan ve sarmisaklar ince ince dogranir, tereyaginda kavrulduktan sonra tencerenin agzi kapali bir bicimde 10 dk orta ateste pisirilir. Buna fasulyeler eklenir ve fasulyeler diriliklerini yitirmeden ancak iyice yumusayana kadar bir 10-15 dk daha pisirildikten sonra ince ince dogranmis taze otlar eklenir, bir-iki cevrilir. Ates kapatilir ve onceden hazirlanan yogurt karisimi da eklenerek karistirilir. Sicak veya oda sicakliginda servis yapilir.

Tarcin-yogurt-fasulye uclusu kulaga biraz tuhaf gelse de cok uyumlu bir lezzet cikti ortaya. Dereotlarindan dolayi biraz bakla havasi da vardi. Klasik yemeklere hos bir alternatif. Hele bizim gibi burada bakla bulamayanlar icin ideal.

Afiyet olsun…

5 Comments:

Blogger bgm said...

Hm.. Lezzetli ve degisik gorunuyor.. Ben de deneyeyim..
Bu arada siz gizli define gibiymissiniz.. İyi ki bu erik bahcesini actınız.. :)

8:59 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Çingene kebabı da çok güzel, fasulyeler de. Hele rakı mezesi denen yerde akan sular duruyor.

11:47 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Bgmcum :) Sagol tatli sozlerin icin. Umarim begenirsin denediklerini.

Oyacim, cok sagol. Senden boyle guzel sozler duymak ayri bir tesvik edici oluyor. Bir de, raki mezesinin yeri bizde de ayri :)

11:22 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

siz galiba malahto yemegini yapmaya calismissiniz ama annemin yaptigindan cok daha farkli olmus. gurcu kokenli oldugumuz ve karadenizli oldugumuz icin annem icinde mutlaka findik ve ceviz kullanir.

1:59 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Hatice, yemegin bahsettiginiz malahto yemegi olup olmadigini bilemiyorum. Tarifi aldigim kitapta isim verilmemisti. Eminim findik veya cevizle de cok guzel oluyordur.

4:53 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Salı, Ağustos 01, 2006

Cingene Kebabi


Cingene kebabi, eskiden beri en cok sevdigim lezzetlerden birisi. Hem hafif, hem de yapimi son derece kolay. Icinde hic et olmayan ve kebaptan cok salataya benzeyen bu yemek, yaz aylarinda Trakya'da oldukca sIk yapiliyor. Bu kebabi cok sevmemin en buyuk nedenlerinden birisi de beni cok eskilere goturuyor olmasi sanirim. Babamin da cok sevdigi bu kebaptan bir borek tepsisi dolusu yapip aksam yemegi olarak yedigimiz cok olmustur. Ekteki iki kisilik tarif, benim yapmaya ve gormeye alisik oldugum miktarin neredeyse ucte biri. :) Kisin firinda ya da ocak uzerinde de yapilabiliyor. Bu arada, cingene kebabi raki mezesi olarak da mukemmeldir.

Icindekiler:

  • 2 orta boy patlican (yaklasik 500g)
  • 2 orta boy domates
  • 8 iri sivri biber
  • 1/3 demet maydonoz
  • 2 corba kasigi sirke
  • 2 dis sarmisak
  • 1/2 corba kasigi teryagi
  • Tuz


Yapilisi:
Patlican, domates ve biberi mangalda kozleyin. (Bu islem 225C (450F) firinda 25-30 dakikada da yapilabilir.) Kozlenmis sebzelerin kabuklarini soyun, biberlerin cekirdeklerini cikartin. Domates ve biberleri karistiricida (blender) iyice pure haline getirin. Patlicanlari bicakla kucuk kucuk dograyin, ama cok ezmemeye ozen gosterin. Maydonozu ince ince dograyin. Havanda sarmisagi tuzla ezin, icine sirkeyi ekleyin. Ben yaklasik 1 tatli kasigi tuz kullandim, ama siz damak tadiniza gore karar verebilirsini elbette. Butun malzemeleri karistirip uzerine eritilmis tereyagini dokun. Bu kadar...


Bu tarif son derece esnek. Ornegin ben sivri biber bulamadigim icin her patlican icin 1-1,5 poblano ya da cubanel biberi kullaniyorum. Yukaridaki fotograflarda iki cubanel ve bir jalapeno biberi goruyorsunuz. Acikcasi jalapeno kebabi fazla aci yapti, neredeyse butun kebabi ben yemek zorunda kaldim. Tereyagi cok guzel bir tad veriyor, ama zeytinyagli ya da tamamen yagsiz da yapilabilir.

Afiyet olsun...

4 Comments:

Blogger ycurl said...

Biz buna patlican salatasi deriz :) Kozlenmis patlicanlar ve biberler ince ince bicakla islem gorur. Domateste ayni sekilde. Ve hepsi karistirilip ustune limon ve zeytinyag. Ekmegi bana bana yersin sonra da.

10:37 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Ycurl'cuum, acik acik yazmadim ama biz de bunu eskiden domates ve patlicani ellerimizde sIkarak (ya da mIncIklayarak, artik nasil dersen) yapardik. Tahmin edebilecegin gibi eskiden elektrikli mutfak aleti olarak bir tek buzdolabi vardi bizim evde. Elde yapilani nedense daha da lezzetli olurdu. :)

1:12 ÖS  
Blogger ibeking said...

e ben bundan yapmaz mıyım şimdi yazlığa gidince...

3:52 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Ycurlcum, sanirim bu Cingene Kebabi'nin olmazsa olmazi uzerinde eritilmis tereyagi gezdirilmesi. Biz koymuyoruz ama.. Onun disinda evet, bir nevi patlican salatasi.

Ibekingcim, denediysen umarim begenmissindir.

11:02 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Temmuz 28, 2006

Otlu Bulgur Pilavi ile Haslanmis Somon

Hani bazi gunler vardir. Isten gelinir yorgun argin, disarida veya disaridan hicbir sey yemek istenmez, soyle sipsak ve lezzetli bir seyler olsa da yesek denir. Oyle gunlerden bir gun dolapta pilavlik bulgur, buzlukta somon fileto, bahcede otlar varken bu ikisini yapiverdik biz de. Her ikisinin birden hazirlanmasiyla tabaga konmasi arasinda gecen sure yarim saatti.

Otlu Bulgur Pilavi

Bulgur pilavini severiz. Hem besleyici, hem lezzetli, hem de pismesi diger pilavlara gore nispeten hizli oldugu icin. O aksam elimizde su malzemeler vardi:

1 su bardagi pilavlik bulgur
¼ demet maydonoz
¼ demet dereotu
¼ demet taze nane
1 orta boy domates
1 tutam frenk sogani
1 orta boy sogan
50 mL sizma zeytinyagi
deniz tuzu
taze cekilmis karabiber


Yapilisi:

Kuru sogan, frenk sogani, nane, maydonoz ve dereotu ince ince dogranir. Domates rendelenir veya kabuklariyla robottan gecirilir. Ben ikincisini tercih ediyorum, verdigi renk daha kirmizi oluyor (istege gore salca da ilave edilebilir). Kuru sogani ve frenk soganlarini hafifce kizdirilmis zeytinyaginda iyice kavurduktan sonra once domates, sonra nane, maydonoz ve deretou eklenir. Bunlari karistirdiktan sonra bulgur ve ayni miktarda su eklenir. Tuzu ve biberi ayarlanir, kaynamaya ciktiktan sonra tencerenin agzi kapatilip kisik ateste yaklasik 15 dk bulgurlar yumusayana kadar pisirilir. Frenk sogani yerine yesil sogan da kullanilabilir. Biz bahcede oldugu icin o gun frenk soganini tercih ettik.


Haslanmis Somon

Bu da kulaga pek hos gelmiyordu onceleri. Iyyy, haslanmis balik mi, hayir tesekkurler seklindeydik. Bu sekilde yapinca sonuctan gayet memnun kaldik.

Malzemeler:

1 buyuk veya 2 orta boy somon filetosu (derisi cikartilmis olursa daha iyi)
1 limon
¼ demet maydonoz
½ demet taze kekik

Yapilisi: Orta boy bir tencereye yariya kadar su koyulur ve kaynamaya birakilir. Bu sirada maydonoz ve kekik buket seklinde mutfak ipiyle baglanir, suyun icine atilir. Ip yoksa sorun degil, oldugu gibi de atilabilir. Limonun yarisindan dilimler kesilir, yarisinin da suyu cikarilir. Bunlar da suya eklenir. Su kaynamaya cikinca somon eklenir. Baligin kalinligina gore pisme suresi degisir. Ama kesitine bakildiginda beyaz protein topcuklari olusmussa olmak uzere demektir. Filetonun cok kalin yerleri varsa bu asamada 1-2 dk daha beklenebilir. Tabaga alindiktan sonra istege gore uzerinde azicik sizma zeytinyagi gezdirilebilir ve tuzu ayarlanir.

Eh pilav da bu sirada olmustur bile. Ikisi birlikte servis yapilir. Hafif ve pratik bir hafta ici aksam yemegi...

Afiyet olsun…

10 Comments:

Blogger bgm said...

Off off bu ne? ağzımın suları aktı walla..

3:53 ÖS  
Blogger ycurl said...

Balik basladik balik gidiyoruz Erik ailesi :)) Somonu izgarada seviyorum ama siz haslayin diyorsaniz bir bildiginiz vardir.
Frenk sogani chives oluyor degil mi? Bu arada yesilerikcim sana soylemeyi unuttum, o verdigin borek olcusu ile cok gonuller fethettim sayende :))

1:31 ÖÖ  
Blogger Zeynep M. TÖRE said...

Bay Dalgic baligi cok seviyor anlasilan. Etten daha guzel benim icinde. Bu tarifinizi bu hafta yemek gurubumuzun haftalik yemek listesine ekliyorum. Bilginiz olsun.
Bulgur pilavinizda leziz duruyor.
Afiyet ola.

2:46 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

bgm -- dogrusu haklisin, 30 dakikada sofraya gelecek bir yemek icin hic fena degil. :)

Ycurl, oyle oldu. Zaten son 6 aydir en cok yukettigimiz protein balik. Acikcasi haslamanin izgara kadar kulaga hos gelmedigi konusunda hemfikiriz sanirim. (Dusun bir kere, tavuk, parca et, kuzu bacagi... Mundar olurlar haslanirlarsa. :)) Ben de ilk haslama baligi yedigimde cok sasirmistim "demek suda haslanan her sey kotu olmuyormus" diye. Ama bunun da bir puf noktasi var: Kesinlikle iyi kalite balik kullanmak gerekiyor. Ciftlik uretimi baliklardan uzak durmak gerekli, hele de haslanacaksa. Vahsi ve taze (dondurulmamis) balik hep cok daha pahali oluyor, ama bence deger. Evet, bahsettigimiz ha$ere chives... YesilErik'in borek olcusu gercekten oldukca iyi, hele de buradaki musamba yufkalar icin.

Zeynep, tarifi listeye eklemeyi dusunmene cok sevindim. Onceden dedigim gibi, mutlaka iyi kalite somon kullanilmali. Zeytinyagi ya da icine aci sos / wasabi karistirilmis mayonez lezzete lezzet (ve tabii ki kalori) katar. Bir firsatini buldugumda buharda pismis balik tarifini de ekleyeyim. O da cok hafif ama inanilmaz lezzetli bir tarif.

10:04 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Bahçenin açılışına geç kalmadım değil mi? Pek lezzetli bir yer, ağız tadım bu bahçede de var.

8:31 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Begumcum, denersen begenirsin umarim :)

Ycurlcum, balik biraz severiz de :P Borek tarifini uyguladin demek? Sevindim. Buradaki halat yufkalarla iyi oluyor hakkaten :)

Zeynepcim, sagol.

Oyacim, ne gec kalmasi? Sagolasin, hep bekleriz :)

9:57 ÖÖ  
Blogger pinomino said...

dikkat edin solungaçlarınız falan çıkmasın:)))
öptümmmmm:)

11:15 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Pinocum :))

11:23 ÖÖ  
Blogger Nukhet said...

Biraz gec bir mail ama ellerinize saglik diyeyim. BIz Dubaide yasiyoruz ve burada pek alisik oldugum baliklar yok. Bol bol somon var. Kizlarim icin yaparim ama kendimiz icin hic ana yemek olarak dusunmemistim. Ama bu tariften sonra kesinlikle deneyecegim. Baska somon tariflerinizde varsa cok memnun olurum. Sevgiler
Nukhet

5:28 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Nukhet Merhaba, maalesef son gelen yorum seklinde bir uyari olmadigi icin yeni gordum yorumunu. Tarifi begenmene sevindim. Balik cok sevdigimiz icin tarifler genelde balik agirlikli bizde. Baska somonlu tarif koymamisiz, guzel bir tarif daha var aslinda, onu bir uygulamaya sokalim :) Sevgiler...

10:08 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Powered by Blogger