Perşembe, Ağustos 31, 2006

Kadınbudu köfte


Genelde kizartma pek yapmamaya calisiyoruz. Ama birader gecen gun ziyaretimize geldiginde ozledim deyince yaptik biz de. Hem senede bir birsey yapmaz di mi… Yapmaz yapmaz :) Tarif annemin ve gayet genel:

Malzemeler:

½ kg az yagli kiyma (zaten kizaracak)
1 sogan (kup seklinde dogranmis)
3 yumurta (2’si cirpilmis)
½ demet maydonoz (ince kiyilmis)
½ su bardagi haslanmis pirinc
Taze cekilmis karabiber
Tuz
3-4 corba kasigi un
Bol miktarda sivi yag (fistik yagi varsa en iyisi)

Yapilisi:

Kiymanin yarisi cok az sivi yagda soganlarla birlikte kavrulur ve sogumaya birakilir. Bu harcin icine kiymanin geri kalani (cig olarak), 1 yumurta, pirinc ve maydonoz eklenir. Tuzu ve biberi ayarlanir. Yogrulduktan sonra top veya elips sekline sokularak once una sonra yumurtaya banarak kizgin yagda kizartilir. Top seklinde olunca kizartma isleminin daha sorunsuz yurudugunu farkettim ben bu sefer. Cikarttiktan sonra kagit havlu veya gazete kagidi ustunde bekletilerek fazla yagindan arindirildigi sanilir ama bu bir aldatmacadir aslinda :) Sicak veya soguk servis edilir.

Afiyet olsun…

7 Comments:

Blogger pinomino said...

canım çekti bak şimdi:) siz yılda 1 kez kızartma yiyorsanız iyi vallahi:)
ben bebelere yedirtmiyorum ama kendim götürüyorum lüp lüp:)

1:27 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Pinocum, nerdee? Yilda bir kez kadinbudu kofte yemeye calisiyoruz ama birden fazla kez kizartma yaptigimiz kesin :) Afiyet olsun, sen ye :)

4:56 ÖS  
Blogger Zeynep M. TÖRE said...

Ellerinize saglik Yesilerik,
bu haftaki yemekbiz yemek listesine koyuyorum tarifinizi haberin olsun :))

8:12 ÖÖ  
Blogger ycurl said...

Simdi yatili okullarda eger bir gun pilav varsa ertesi gun buyuk olasilikla kadinbudu kofte olur :)
Yemeyeli ne kadar uzun zaman oldu. Ellerinize saglik.

12:21 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Zeynepcim tesekkurler. Ben de uye olmak icin email yolladim listenize bugun.

Ycurlcum, sagol. Cok mantikli ve leziz bir yolmus bu anlattigin artan pilvi degerlendirmek icin.

3:15 ÖS  
Anonymous Adsız said...

merhaba bloğunuzu mail gurubumuzdan gördüm bugün erik hastası olan birinin hemen dikkatini çekti blog isminiz tarifinizi en kısa zamanda deniycem ellerinize sağlık

8:23 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Dilek tesekkurler. Insallah erikli bir tarif de koyariz belki ileride :)

4:19 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Ağustos 21, 2006

Midye Dolma


Midye dolma, eskiden beri cok sevdigimiz, ancak memleketten cok uzaklara dusmeden once evde yapilabilecegini asla dusunmedigimiz bir meze. Yokluk gelismenin anasi gercekten de. Yaklasik son dort yildir yapiyoruz ve daha ilk denememizden beri, gozlerimiz kapali yerken gurulutuleri ve kokulariyla Balik Pazari'ni dibimize getiriveriyor. Icindekileri keyfinize gore ayarlama firsat verdigi icin de damak tadiniza en uygun sekilde yapabiliyorsunuz. Yapmasi cok kisa degil (malum, neresinden baksaniz yine de dolma) ama sonuctan memnun kalmayan olacagini hic sanmiyoruz.

Malzemeler:

(Midyeler icin)

  • 2kg kabuklu midye
  • 1 litre su
  • 1/2 yemek kasigi tuz
(Ic Pilav icin)
  • 2 su bardagi pirinc
  • 2 su bardagi midye haslama suyu
  • 2 buyuk sogan
  • 2 dis sarmisak
  • 4 corba kasigi zeytinyagi
  • 3 corba kasigi kusuzumu
  • 3 corba kasigi cam fistigi
  • 1.5 corba kasigi kuru nane
  • 2 cay kasigi tarcin
  • 2 cay kasigi yenibahar
  • 1 cay kasigi taze cekilmis karabiber
  • 1/2 cay kasigi pulbiber
  • 1 tatli kasigi seker
  • n+1 tane limon (yerken kullanmak icin)
Hazirlanisi:

Midyelerin kabuklarini kaziyip iyice yikayin. Soguk suyun icinde biraz bekletilip olu ve kirik olanlari atin. Buyuk bir tencereye midyeleri, 1 litre suyu ve tuzu koyup isitmaya baslayin. Tahta bir kasikla midyeleri karistirarak kaynamaya cikartin. Midyeler acilir acilmaz atesten alip midyeleri baska bir kaba aktarin. Israrla acilmayan midyeler varsa onlari da atin. Kaynama suyunu dinlenmeye birakin.

Ic pilav, diger dolmalardaki ic pilavdan cok farkli degil. Soganlari ince ince dograyip zeytinyaginda iyice oldurun. Icine ince kiyilmis sarmisak ve fistiklari da ekleyip fistiklar hafifce renk degistirene kadar cevirin. Daha sonra pirinc, nane, karabiber, tarcin, yenibahar, seker ve pulbiberi ekleyip iyice karistirin. Midyeleri hasladiginiz sudan 2 su bardagini ve kus uzumlerini pirinclere ekleyin, karistirin. Bu asamada pilavin tuzu da ayarlanabilir. Suyu cekilene kadar kisik ateste pisirin. Bu asamanin sonunda pirincler tam pismemis olacaklar.

Midyeleri acip ic pilavla (cok tika basa olmayacak sekilde) doldurun. Pirincler pismeye devam edip sisecekleri icin midyelerde biraz yer kalabilir. Genisce bir tencereye dik olarak balik istifi dizin. Uzerine geri kalan haslama suyunu (yaklasik 2 bardak kalmis olmasi lazim) ve 2 bardak yeni suyu ekleyip kaynamaya cikartin, orta ateste pisirin. Yaklasik 20 dakika icinde midye dolmalar hazir olacaktir.

Afiyet olsun...

Bu tarifin birkac kucuk puf noktasi var. Ekteki soru/yanit bolumunu okumadan yapmamanizi oneririz.

Soru: Nereden bulacagim midyeleri?
Yanit: Istanbul'da Bogaz'a yakin yerlerde (ozellikle de Yenikoy civarlarinda) bazi balikcilarin kabuklu midye sattiklarini biliyorum. Balik pazarinda da var bildigim kadariyla. Ancak Istanbul'daki midyelerin temizligi hakkinda bir yorum yapmak istemem. Yilda bir yiyoruz nasil olsa deyip gozlerimizi kapatiyoruz genelde. Daha kucuk yerlerde midye dolma satan balikcilari ya da tezgahlari bulun. Biraz israr ederseniz size kabuklu midye satacaklardir. Buralardan alinan midyelerin uzun bir temizleme islemine tabi tutulmasi gerekiyor. Allah kollariniza kuvvet, akliniza sabir ihsan eylesin. Amerika'da zincir marketlerde (ozellikle de organik mal satan yerlerde) iyi midye bulmak cok kolay. Ancak midyeleri biraz kucuk. Onlari doldurmak deliye posteki saydirmak gibi bir sey.

Soru: Midye alirken neye dikkat etmeli?
Yanit: Midyenin canli olmasi sart. Evet, midyeler canli satiliyor. Turkiye'de guvendiginiz bir balikcidan midyelerin ne zaman geldigini ogrenebilirsiniz. Tezgahtaki midyelerin mutlaka buz uzerinde korunmasi gerekiyor. Eger midye dolmacilardan aliyorsaniz adam buyuk olasilikla midyeleri bir cuvalin icinde limanin bir kosesine sarkitmistir. Onlar zaten canli demektir, korkmayin. O arada beslendikleri suyun icerigi konusunda yorum size kalmis tabii. Gene Amerika'da midyelerin geldigi zamani sorarsaniz size dogru bilgi vermek zorundalar. Ben en fazla 3 gun diyorum, sonrasi nanay. Her iki kosulda da midyelerin agizlarinin oyle faras gibi acik olmamasi gerekiyor. Mumkunse hepsinin tamamen kapali ya da en fazla 1-1.5 mm acik olmasi lazim. Daha cok aciksa kuvvetle muhtemel onlari hayata dondurmeniz zor.

Soru: Eve getirdim, temizledim. Simdi olu olanlari nasil secegim?
Yanit: Buyuk bir kapta soguk suyun icine atin once, birkac dakika bekleyin. Kabugu acik olan midyeleri parmaginizla bastirip kapattiginizda yeniden aciliyorsa midye sizlere omur demektir. Hasladiktan sonra acilmayanlar da olu demektir, onlari da atin.

Soru: Zaten zor buldum midyeleri, agizlari tam kapanmiyor. Onlari kullansam olmaz mi?
Yanit: Hayir, olmaz. Onlar oludur, tahmin ettiginizden cabuk bozulurlar. Les gibi kokmasalar da bozuk olabilirler. Yemegin tadini rezil etmek bir yana midenizi de bozarlar. Elinizde dogru durust midye kalmadiysa baska yemek yapin.

Soru: Bari bir iki tanesini kullanayim. En irileri olu cikti.
Yanit: OLMAZ! Dit, hmmmm, dit! Atin onlari, cabuk...

Soru: Bu haslama suyu igrenc gorunuyor. Camur gibi. Ustelik dibinde de kum/protein vs. birikmis. Gercekten bunu mu kullanacagim pilavda ve midyelerin son pismesinde?
Yanit: Evet, kabuguyla pistigi icin haslama suyu biraz tortulu olur ve tortularin bir kismi yenecek gibi degildir. Onerim, oncelikle haslama suyunu 1/2 saat kadar dinlenmeye birakin. Sonra ince bir tulbentten (ya da cheese cloth'tan) yavas yavas suzerek baska bir kaba aktarin. Tencerenin dibinde kalan tortuyu ve suyun yaklasik 1/5'ini atabilirsiniz. Geri kalanini kullanmanin bir sakincasi yoktur. Eger bu suyu pilavda kullanmazsaniz gercek midye dolma tadi alamazsiniz, haberiniz olsun.


Soru: Bu midyeleri dolduruyorum, kabuklarini kapatiyorum, zemberek gibi aciliyorlar. Yoksa ben yeteneksiz miyim?
Yanit: Hayir, yetenekle ilgisi yok. Midyeleri ikna ettiniz mi? Hayir, tabii ki etmediniz. Ikna yontemi, tam anlamiyla bir kol burkma harekati aslinda. Kabuklar ayni duzlemde olacak sekilde (ya da baska bir deyisle "tamamen") acin. Sonra birini sabit tutup otekisini 90 derece cevirin. Bu islem, kabuklari birbirinden kopartmadan yaylanmaya neden olan baglari kopartacaktir. Simdi istediginiz gibi doldurun, kabugu kapatin. Iste bu kadar. Asagidaki fotograflarda olayi saniye saniye yansittim.



Soru:
Midyeler yine de oyle dikine dikine durmuyor, devrilip aciliyorlar. Lastikle ya da iple baglasam olmaz mi?
Yanit: Hayir, olmaz! Iple baglamak, icini doldurmaktan uzun surecegi gibi sonucta kayip hicbir ise de yaramayabilir. Caniniz lastik tatli midye dolma yemek istemiyorsa paket lastigi de kullanmayin (ben kullanana rastladim, afedersiniz tadi burada soylenmeyecek kadar berbatti). Tencerenin dibine askeri nizam, sIkI sIkI yerlestirirseniz, dolmalar kabuklari acilmadan ve suyun icinde yuzmeden pisecektir.


Soru: Eee, bendeki midyeler tencereye cok/az geldi. Ne yapacagiz simdi?
Yanit: Buraya kadar okuduysaniz yapmaya cok niyetlisiniz galiba, son bir tuyo daha vereyim. Eger tencere kucuk geldiyse lutfen tencereye kat cikmayin. Midye dolmalari suyun icinde yuzdurmek ne kadar kotuyse buharda pisirmek de o kadar az lezzetli yapiyor. Ikinci bir tencereye gecin. Eger bu tencere de buyuk gelirse tencerenin icin ici su dolu bir kase koyun; yer kaplasin.

Soru: Kac tane yemek lazim?
Yanit: Eger ugrasip 2 kg midye doldurduysaniz yarisini direk kendinize ayirin. Geri kalanini baskalari paylassin. Agzi sIkIca kapali bir kapta 2-3 gun buzdolabinda idare ediyor. O gun bitiremeseniz de bilin ki yapilanin yarisi yapana aittir! Bu fotograftaki disimin kovuguna bile gitmemistir. Olmus mu diye bakarken bile bunun birkac katini gotururum ben... (Bu arada, ben = Dalgic Erik)


43 Comments:

Blogger ycurl said...

Valla omurluk bir yazi olmus bu. Ben burada bir kere denedim ama hic akil kari is degil. Kapaklarin acilmamasi icin uzerine tabak kapatmistim.
Gecen yil arkadasim balik pazarinda beni bir midye dolmaciya goturdu. Seyyar Hikmet amca, Istanbul'un en iyi ikincisi midye dolmacisiymis (birincisini hatirlamiyorum). Dedim ki ona ben de yaptim. Gulerek acilmamasi icin iple mi bagladin yoksa dedi. Tezgahi piril piril uzerindeki onluk piril piril. Esi hazirliyormus midye dolmalari ve lezzetleri de cok guzel. Hani usenipte yapamayanlar icin balik pazarinin girisindeki Hikmet amcanin midye dolmalari hazir ve nazir bulunabilir.
Ama simdi burada bu kadar ozenle yapan arkadaslar olduguna gore oralari ziyaret etmek icin bir neden bulmak gerekli degil mi ama :)

11:10 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Ben de son midye dolma denememden sonra kendime bir daha ozlemeyi yasakladim. Cok ozleseydin ruyanda gorurdun, ruyanda gorduysen de yapmaya ne gerek var, doymus kadar olmussun iste diyorum.
Yapanlara Allah sabir versin

2:38 ÖS  
Blogger Doruk said...

Vay canına! İstanbul'da midye yemiyorum ama Çeşme'de kilolarla götürüyorum üzerinize afiyet. Evde yapmayı hiç düşünmemiştim, şimdi gelecek yaz için kendime ödev verdim. Son zamanların en heyecanlı postu bu, benim için:)

5:00 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Her babayiğitin harcı değildir midye dolması, bravoooo doğrusu. Hem de çok adabıyla falan yapılmış, haarika. Ben midyelerimi temizleterek alıyorum. Beylerbeyi İskele Meydanı balıkçılarından isterseniz eğer, size bir çay söyleyip oturturlar önce, midyeler de bir süre sonra ayağınıza gelir. Benim balıkçım İsmail'dir. Midyeli pilav için de miniciklerini temizletiyorum otuz kırk tane, 150 tane de iç midye... Aklınızda olsun yani hem midye dolmasını aratmaz, hem de işin daha kolayına gitmek isteyenler için idealdir.

6:33 ÖÖ  
Blogger fethiye said...

kac zamandir deneyeyim sunu diyordum, bizim komsular denemis, yazmis bile! Hani siz bize gelecektiniz ya, tamam buldum, bundan yapalim beraber ;)

11:34 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Duygu: Biz de cok zor oldugunu dusunerek basladik, ama sonucta o kadar da zor degil. Bir haftasonu 2-3 saatini ayirabilirsen en az iki uc gun doya doya diyecek kadar dolma yapabilirsin. Tabii asla disaridan almak kadar hizli olmuyor. ;)

Ycurl, biz de zamaninda cok yerdik balik pazarindan. Hala da gittigimde yerim, ama acikcasi kimin tezgahindan yedigimi bilmiyorum. Hikmet Amca'nin midyesini merak ettim dogrusu. Yiyip icinde farkli ne var, ogrenmek lazim. Kapimiz her zaman acik, midye bahane olacaksa hemen yapalim, buyur gel...

Tugba, azmi kaybetmemek lazim diyorum. Kolayini bir buldurursan gerisi gercekten cok keyifli. Bence denemeye devam et...

Burcu, yazdiklarin icin tesekkurler. Turkiye'de yazlikta yapmak eminim daha kolay olur. Nedense kisin yemek pek gelmiyor aklimiza. Hep bahar, yaz aylarinda yiyoruz biz de... Umarim tarifi seversin.

Oya, sana da yazdiklarin icin tesekkurler. Ozellikle Beylerbeyi'nde satildigini bilmek cok guzel. Ic midyeli pilavi da mutlaka deneyecegiz. Simdiden aciktim, hatta gozum dondu. YesilErik'i kandirip bu aksam mi yapsak... Neyse, bir gidelim eve...

Fethiye, yeminlen gelcez... Valla gelcez. Gelince mutlaka yapalim bunu. Biz de cok isteriz. Tabii baska cin procelerin varsa onlar da olur. Maksat yemek olsun. ;)

4:15 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Elinize saglik. Cok guzel gorunuyor dolmalar. Ben de bundan 5-6 sene once Whole Foods'tan midye alip denemistim yapmayi ama cok da begenmemistim kendi yaptigim midye dolmasini. Sizin tarifinizi gorunce biraz cesaret geldi, tekrar denesem mi acaba diye. Yalniz temizlemesi ile ilgili kaygilarim var biraz. Icinde siyah kilciklar var. Bunlari tam olarak nasil temizleyecegimi bilmiyorum. Biliyorum cok ayrintili yazmissiniz ama temizleme asamasini biraz daha anlatmaniz mumkun mu? Temizleme kismini tam olarak anlayabilirsem tekrar denemek istiyorum. Tesekkurler.
Gul

1:19 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Gul, merhaba ve tesekkurler. Midyelerin o kilcik dedigin kisimlarindan kapalilarken kenarindan yakalayip sertce cektigin zaman kurtulabiliyorsun. Bir iki defa cekistirmen gerekiyor cogu zaman. Gerci bu Whole Foods'dan son aldiklarimizi nasil temizledik hatirlamiyorum. (Bu arada biz bu kilciklara biyik diyoruz :)) Belki de biyiksizdilar, birileri bizim yerimize temizlemisti. Umarim denersin ve begenirsin. Cesaret verdigimize sevindim :)

4:50 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Gul, merhaba. Ben de cesaret verebildigimiz icin sevindim. Midyelerin temizlenmesiyle ilgili ben de birkac sey ekleyeyim. Whole Foods gibi marketlerde satilan midyeler genellikle kabuklari iyice kazinmis ve biyiklari temizlenmis (debearded) olurlar. Yani cogunda en azindan disa sarkan biyik olmaz. Gorunenleri de pisirmeden once kuvvetlice cekersen kopacaklardir.

Disaridan kopan biyiklar, her zaman iclerinde olmamasi anlamina gelmiyor. Bir miktar icinde de kaliyor olabilir. Acikcasi az bir biyik kalirsa cok aldirmiyorum. Ancak midyelerin tum biyiklarindan kurtulmak icin tek kesin bir yol var, o da midyeleri pisirmeden acip iclerinden biyiklari temizlemek. Bunun icin midyeyi avcunun icine yerlestirip sIkIca tut. Sivri ucu parmaklarina yakin duracak, cukurca olan kismi yukari bakacak. Bicagi cukur yerin ortasina saplayip dort-bes hamlede midyenin genis kenarina dogru ilerlet. Amac, icerideki beyaz kas bagini kesmek. Bu bag kesildikten sonra midye hemen acilacaktir. Icinden biyik kismini cekerek kopartabilirsin. Ben bu yontemle temizledigim midyelerden hic dolma yapmadim. (Boyle actiklarimla genelde balik avlarim ;) Ileride bir midyeyi acacak olursam fotograflarini yayinlarim mutlaka.

Umarim yaptigin dolmalar cok guzel olur, zevkle yersin.

2:37 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Cok tesekkur ederim beni bilgilendirdiginiz icin. Sizi bu kadar ugrastirdiktan sonra denemezsem ayip olur artik:)
Gul

12:51 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Merhaba,
Bu hafta sonu gelecek bir grup Amerikali misafire midye dolma yapmak gibi bir arzuya kapildim (insallah kiymetini bilirler). Daha once yapmisligim yok, ama deli cesareti iste! 2 kilo midyeden asagi yukari kac adet cikiyor? Yanina baska yemekler de olacagi icin midye dolmalarin miktarini hic abartmayayim diyorum da. Bir de sevmeyecekleri tutar, o zaman isin yoksa misafir katili ol...
Z.

2:32 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Merhaba Z.

Yorumunu simdi gordum, sizin misafirler gelmis ve de gitmislerdir herhalde. Ama gene de yazayim: Bu deneme icin herhalde 1 kg midye fazlasiyla yeterli olurdu. Buradaki mideyeler cok ufak cunku... Sevgiler.

10:04 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Cevap icin cok tesekkur :) Misafirler daha gelmedi. Cumartesi gelmelerini bekliyoruz. Kimisi vejeteryan, kimisi kirmizi et yemek, kimisinin domates ve peynire alerjisi var diye 3 bilinmeyenli denklem cozumu gibi menu yaratmaya calisiyorum. Bakalim midye dolmanin sonu hazin olacak mi :) Z.

12:53 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Sevgili Erik Ailesi,
Esim ve midye dolma yapacagimi telefonla haber alan Istanbul ahalisi evde oturmaktan gercekten baydigimi anladi. Hafta boyu her gun gidip "yarin midye gelecek mi?" diye sorup her gun olumlu cevap aldigim, cunku her gun taze midye getiren Whole Foods saticilari da bikardi da neyse ki her sefer farkli adama denk geldim.
Eve taze taze getirdigim midyeleri temizledigimi duyan esim "ay simdi onlar canli canli mi?" diye vicdan azabi cektirmeye calissa da dolmalari yerken vicdani arkasini donecektir, eminim.
Temizleme asamasinda fark ettim ki midyelerim gercekten canliymis. Zira sakallarini cekistirirken onlar da simsiki kapattilar kabuklarini. Bu tam da "acaba aci cekiyorlar midir?" diye kendimi sorgularken oldu. Gece benim tuylerimi yolmaya calisan midyeler gormekten korkuyorum. Bu dusuncelerden kurtulmak icin bir tepsi midye hazirlayip Staples Center'daki hokey ve basket maclarindan once insanlari bu yeni lezzetle tanistirip Los Angeles'in ilk Mercan subesini kurmayi hayal ettim. Tabi yarinki misafirlerden cikacak fokus grup arastirmasinin sonuclarina gore yapacagim yatirimimi.
Simdi gidip ic pilavi hazirlamali. Tesekkur :)
Z.

2:13 ÖS  
Blogger huseyin said...

Arkadaslar, midyeyi hep bi yerlerden almaktan bahsetmissiniz... Peki direk denizden kendimiz toplasak olmuyo mu bunu? Ben oyle bisey yapmayi dusunuyorum da, kayaliklarin ustunde oluyodu bi suru, onlardan yapsak olmaz mi ki?

9:31 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Tabii, denizden de toplanabilir. Yalniz toplanan yerin kumluklardan mumkun oldugunca uzak olmasi lazim. Cok dalgali yerlede uzak olsa da icine kum girebiliyor. Onerim akintinin bol oldugu, ama dalgalarin dibi cok karistirmadigi yerledeki en iri midyeleri secmek olacak. Dedigim yer bogaza cok benziyor, ancak ben olsam bogazdan cikarttigim midyeleri yemezdim.

5:49 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Kutsal 11 ayların gelmesini beklemeye dayanamayan fasıl meraklısı dostlarım bu haftasonu polenezköy'de toplanmaya karar verdi.Fasıl-rakı-z.yaglı üçlemesine Midye dolma yaparak katılmaya karar verdim.hatta midyeleri kendim çıkararak yapmayı daha bir anlamlı buluyorum.Sevgili arkadaşımız gayet yeterli bir tarifle anlatmış meseleyi zaten..Ee bizlerede yapmak kalıyor...

1:06 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Okurken ağzımın suyu aktı resmen :D midyeye bayılıyorum (bol limonlu)

11:09 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

fotoğraflı anlatım süper olmuş

1:27 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Resimler,anlatım çok güzel olmuş !!ellerinize sağlık!!İstanbul'da ne çok ta yerdimmm!! çok özledim ama bu tarifi gördükten sonra mutlaka deniyeceğim :) bakalım neye benzeyecek!!! :D

4:00 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Gercekten Resimli anlatim cok guzel olmus,sadece resimler deil anlatımda cok iyi ellerinize sağlık. Genç AşÇı

2:44 ÖS  
Anonymous Adsız said...

yok boyle bir sey, bu ne hos bir tarif, kendimi izmir de kordon da midye tezgahi basinda gibi hissettim. ben de yurt disinda yasiyorum ve Sizi oyle iyi anliyorum ki; evet degisik lezzetler denemek super ama oyle tatlar da var ki insan ariyor iste caresi yokkkkk. ben de Sizin tarifi ve puf noktalarini harfiyen uygulayarak hafta sonu kendime kurban sectigim turk arkadaslara yapacagim. bakalim nasil geri bildirimler alacagim. tekrar tesekkurler.

12:42 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Saroz'da Temmuz ayında Midye çıkarmıştım.Bir sene sonra aynı yerden Ağustos ayında Midye çıkardım .Midyeleri açtığımda içleri kırmızıydı ve çok yumuşaktı acaba Midye toplamanın zamanımı var?

6:05 ÖS  
Anonymous berrin said...

bugun yaptim midye dolmasi super bir tarif olmus
en ince ayrintisina kadar yazmissiniz cok cok tesekkurler bence en onemli puf noktasi midyelerin doldurulduktan sonra kapanmasi kismi )))) midye dolmasi sevenler bence bu tarifi gozu kapali denemeliler cokta basit hic oyle bir kac saat surmuyor zeytinyagli yaprak sarmasindan kirkkat daha kolay ellerinize saglik harikasiniz nasil tesekkur edecegimi bilemiyorum

2:48 ÖS  
Anonymous Adsız said...

inanilmaz bir tarif -

Istanbul'dan bir sene uzakta kaldiktan sonra ve bugun markette midyeleri gorunce dayanamadim aldim, eve gelirken tarifiniza baktim ve iki saat sonra tika basa midye dolma ile domus mutlu bir turkum connecticut`da :)

tarif mukemmel, en ince ayrintisina kadar yazmissiniz, ellerinize saglik. Ben de en ince ayrintisina kadar takip ettim, tek takildigim nokta kimyon/tarcin oldu. Yukardaki ingredient listesinde kimyon, tarifin icerisinde tarcin deniyor. Ben kimyonla yaptim ve sanirim dogru olan da buydu, cunku zaten kus uzumu ve sekerle yeteri kadar tatli not olusuyor ic pilavinda.

Eklemek istiyorum ki - sanirim bu kucuk midyeler tad olarak daha konsantreler, cunku Istanbul`da yediklerimde, icerisindeki midye tadini cok berligin alamiyordum ama burdan aldigim (kanada mali) midyelerde midye tadi cok daha belirgindi.

Tekrar tekrar tesekkurler, bu gurbet kosesinde bana memleketimin bu guzel tadini yasatan tarif icin!.

Selamlar

Deniz

9:37 ÖS  
Blogger Arif said...

Isvecden yaziyorum,
Tarifin cok guzel ve detayli bir anlatimin olmus. Tarifin ve zamanini harcayip bu tarifi internet araciligi ile bizlerle paylastigin icin size cok tesekkur ederim. En kisa zamanda deneyip Balik restaurantimda Isvecli musterilerimin tabaklarina service surecegim. Saygilarimla.

2:44 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Herşeyi çok güzel açıklamışsınız, özellikle soru cevap kısmı çok güzel... Ancak bir daha midye dolması yemeyeceğim. Yazıktır, hayvanlar işkenceden işkenceye tabi tutuluyor resmen... Zeytinyağlı yaprak sarması yaparım daha iyi ! Bir de minik bir hatırlatma doğrusu; ''midye DOLMASI''dır. (İsim tamlaması...)

10:01 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Buraya bakmayali oldukca zaman gecmis. Yorumlarin hepsi icin cok tesekkurler. Midye dolmaSI ( ;) ) tarifini deneyen herkese cok tesekkur ederiz.

Kisa bir not dusmek istiyorum. Biz ic pilava hem kimyon hem de tarcin koyuyoruz az miktarda. Ikisinin de yeri ayri. :)

9:00 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Not iki... Biraz bakip ogrendim ki beyaz etli midyeler genelde disi, turuncu etliler erkek oluyormus. Tadlari arasinda bir fark yok. Sanirim midye mevsimi gibi bir sey yok. Omurleri 2-3 yildan 20 yila kadar uzandigi icin toplanan yerin genel olarak agir metallerden ve pislikten arinmis olmasi cok onemli. Ornegin, Istanbul Bogazi ya da Izmit Korfezi midye toplamak icin en iyi yerler degil. Ha sen bogazdan midye yemiyor musun derseniz, ben gozlerimi kapatip yiyordum. Artik istesem de yiyemiyorum. :)

11:10 ÖÖ  
Anonymous Gültekin said...

Almanyadan Gültekin;
Bende bugün marketten bir kilo taze midye aldim.Midye zamaniymis bu aralar. Tabii Kuzey denizinden geliyorlar.Internette aradim bir tarif sizinkini buldum ve bayildim. Harika aciklamissiniz her detayi. Kutluyorum sizi. Tahmin ediyorum tadida cok güzel olacak. Simdiden heyecanliyim. Yanina RAKI 'mida hazirladim tabii. Emek cekip yapanlara afiyet olsun.Tüm midyecilere sevgiler.Gültekin.

12:07 ÖS  
Anonymous Gültekin said...

Gültekin;
DiKKAT DiKkAT! Listede yanlislikla Kimyon yazilmis. Dogrusu Tarcin olacak! Tarifi yazana duyrulur.!!!!!!

5:36 ÖS  
Anonymous Adsız said...

dogma buyume istanbulluyum... biz midye dolmayi surekli yapariz..midye bicakla acilir.. ici doldurulur ,... az bir su ile pisirilir.... kimyon konmaz. bol karabiber tarcin.. cok az nane,, ve az da dolma bahari..kullandigimiz baharatlardir.. birde boyle deneyin.. farki goreceksiniz

11:57 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Uyarilar icin cok tesekkurler. Icindekiler listesindeki kimyon gercekten de tarcin olacakti. Duzeltme yapildi, yanlisliktan dolayi agzinin tadi kacanlardan ozur dilendi...

11:23 ÖS  
Anonymous burcud said...

Muhtesem bir tarif olmus tesekkurler:)
suan ocakta pisiyorlar dedim ki kendi kendime eger bunu da yaparsam Turkiye ozlemimi avutacaktir belli bir sure:)tekrar tesekkurler Dallastan sevgilerle
Burcu

8:06 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Ya yapması sorun değilde çok zor değil ama ben şimdi çok üzüldüm midyeler canlı canlı kaynatılıyor diye, çok da özledim Türkiye de yemiştim. Amerikada donmuş ağzı açıkları satıyorlar işte o yenmez demişsiniz. Ben kaynatamam canlı canlı zehir olur bana en iyisi unutayım ben bu midye dolmayı

4:57 ÖS  
Anonymous Adsız said...

merhaba arkadaslar almanyadan selamlarr.. bende yapmayi denedim, hersey cok güzel oldu, tencerede düzmesi cok zor oldu, cünki midyeleri kapatamadim, kendiliginden aciliyorlardi, baglamayida düsündüm ama tarifde baglamayin yazdigi icin yapmadim..

hersey cok güzel oldu, ama midyeleri nsl kapatacagimi anlamadim, trde canimiz cikardi acmak icin, burda kendiliginden aciliyorlar...

pilavini doldururken midye kapaklarini tamamen ayirmadim sivri olan yerler yapisikdi, ayni haslama suyun icindeki gibi (resim)..
nsl yapacam o kapatma isini ya? yoksa hersey cokkk güzel oldu, hersey tamam!

slmlar kerim

9:54 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Hocam sag olasin. Bu sayede midye dolma da yapmis olduk :).

atacan
Seattle

10:11 ÖS  
Anonymous Adsız said...

www.cugamidyedolma.com buradan bakabilirsiniz

6:53 ÖS  
Anonymous Serhat said...

Avustralya ya tasinali yaklasik 1,5 sene oldu. Yurt ozlemi arttikca artiyor. Esimin aklina dustu bir kere bu midye dolma. Ya yapicaz ya Turkiye ye donucez :)

3:46 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

vira bismillah dedim yaklasik3 kg midye aldim. esim alma ugrasmam ben bunlarma dedi dinlemedik :) ben yaparin elini surme sen edim ama pisman oldun. midye acmaya acilmaz kapamaya kapanmaz epeyce zahmatli bir is ama su an bu yaziyi yazarken midyeler kayniyor son safhasinda da ortaya ne cikacak merakla bekliyorum
4 saatimi aldi buna deger diye dusunuyorum sonucu ne olacak tam bilmiyorum ama yapmak isteyenlere tavsiye ederim amma allah yardimciniz olsun :)
yaziyi yazan arkadasada emegine saglik 3 gundur aradigim ve gordugum en aciklayici anlatim tesekkurler

1:16 ÖS  
Blogger Unknown said...

Ikinci kez yapiyorum, midye dolmalar harika, isyerindeki akadaslar ve esim herkes bayildilar. San Fransisco dan selamlar

10:33 ÖS  
Blogger kamøløsø said...

Harika bir tarif. Geçen ay Bolognada 3-4 kilo midye ile 15 kişilik yapmıştım. Tenceredeki son pirinç tanesine kadar hepsi afiyetle yendi.

O günden beri herkes midye dolma soruyor. Ama gel gör ki kabuklu temiz canlı midye bulmak midyeyi yapmaktan çok daha zor. Denize kıyısı olmayan Bolognada her mevsim mis gibi canlı midye bulabilirken, ne İstanbulda ne de Selanikte hiçbir yerde bulamadım. (bakmadığım yer kalmadı)
Şimdi Giritte yine aynı mesele. 5 tane balıkçı gezdim hiçbirisinde midye yoktu. En sonunda sadece donmuş balık satan bir balıkçıdan 2 kg donmuş halde midye aldım. Gayet temiz bir şekilde, kapakları kapalı vacumlanmış midyeler. Umarım pişirirken bir aksilik olmaz. :)

4:04 ÖS  
Anonymous Adsız said...

new york dan belvi ben,oncelikle tarif icin tesekkurler,midyelerimi gourmet marketten aldim,cok buyuklerdi,2 kilo aldim ve dedim ki kendi kendime 2 bardak pirinc az olur bunlara,3 bardak koyayim ben,yanilmisim :)tam 1 bardak pirincim arti :)sakal olayi hakkaten cok bunaltici,hasladiktan sonra cikartabildim sakallari,saat 22 de basladim ve su anda saat 1 33,bi tadina bakayim dedim,1 tane oldu 8 tane :))) usenmeyiniz sevgili dostlar,yapiniz, afiyetle yiyiniz.Bir daha yapar miyim? eger yalniz yapacaksam yilda 1,yardim alirsam surekli yaparim :)bir de tarcin bana biraz fazla geldi eger araniz yoksa tarcinla azaltailirsiniz.

1:38 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Perşembe, Ağustos 17, 2006

Findikli Besamel Soslu Lazanya


Bir findikli tarif de bizden. Findik, genellikle tatlilarda kullanilan bir malzeme. Ancak biz bir degisiklik yapip tuzlu bir yemekte kullanmak istedik. Besamel sosuna yakisacagini dusunduk; besamelin de lazanya icinde cok lezzetli olacagini tahmin ederek bu tarifi uydurduk. Sonuc gayet basariliydi.

Malzemeler (4 kisilik):
  • 1/2 paket lazanya
  • 1oogr. findik
  • 2 yemek kasigi tereyagi
  • 2 yemek kasigi sivi yag
  • 4 tepeleme dolu yemek kasigi un
  • 3 su bardagi sut
  • 50gr. beyaz peynir
  • 50gr. cedar peyniri
  • 50gr. parmesan
  • 1 cay kasigi mahlep
  • 1 tatli kasigi tuz
  • 100gr. guneste kurutulmus domates ya da 2 yemek kasigi salca (istege bagli)
Yapilisi:

Kaba Findik Unu: Findiklar 200C (400F) sicakliktaki firinda 6-7 dakika kavrulur. Findiklarin 80 grami mutfak robotunda un haline gelinceye kadar cekilir. Geri kalan 20 grami eklenip cok kabaca parcalanir.

Besamel Sosu: Tereyagi ve sivi yag tavada kizdirilir. 2 kasik un eklenip karistirilir. Cekilen findiklardan 2 yemek kasigi eklenip 30 saniye kadar kavrulur. Geri kalan un da eklenip acik kahverengi oluncaya kadar karistirilarak kavrulur. Bu arada unun iyice pismesi gerekli. 2.5 bardak soguk sut yavasca eklenip cirpici telle kavrulmus un karisimina yedirilir. Bu karisim, oldukca koyu kivamli oluyor. 1-2 dakika daha pisirilip atesten alinir. Icine tuz ve mahlep eklenir, iyice karistirilir. Istege bagli olarak ince kiyilmis kurutulmus domatesler besamele eklenip iyice karistirilir.

Beri tarafta lazanyalar yumusayinyaya kadar haslanir, sudan cikartilip kagit havluyla kurulanir, bir tepsiye yanyana dizilir. Her birinin uzerine 1.5 yemek kasigi besamel sosu yayilir. Lazanyalarin dar kenarlarindan birine yakin, esit parcalara bolunmus beyaz peynir ve rendelenmis parmesan peyniri konulur. Lazanyanin uzerindeki besamelin uzerine 2 tatli kasigi cekilmis findik serpilir. Lazanyalar rulo halinde sarilir.

Derince bir firin kabinin dibine 3-4 yemek kasigi besamel yayilir. Lazanya rulolari besamelin uzerine yanyana dizilir. Geri kalan besamelin icine rendelenmis cedar peyniri ve yarim bardak sut eklenip karistirilir, bir tasim pisirilir. Bu sos, lazanyalarin uzerine dokulur. Geri kalan cekilmis findiklar da bu sosun uzerine serpilir. 200C'ye (400F) isitilmis firinda uzeri kizarincaya kadar (yaklasik 15-20 dakika) pisirilir.

Firinin icinden...

Bahcede servis...

Her hakkı bloglararası fındık projesine aittir. Bu yazımizla ilgili hiçbir maddi talebimiz olmayacaktır.

Afiyet olsun...

4 Comments:

Blogger fethiye said...

erik bahcesinde findikli lazanya ha? :) belli oluyor muydu findik tadi merak ettim.

ellerinize saglik ikinizin de! ;)

6:07 ÖS  
Blogger Dalgic said...

Fethiye sagolasin. Findik tadi oldukca belirgin. Findigi hem cekmeden firinda, hem de besamel sosu yaparken yagda kavurdugun icin olabilir. Tabii bir de her lazanya rulosunun icine serptigimiz findiklar var. Mahleple de birbirlerini cok guzel tamamliyorlar. Biz kisa sure icinde yine deneyecegiz; bugun tepsiyi bitidik YesilErik'le. (Tadi hala damagimda, olsa yine yerim gecenin bu saatinde)

12:32 ÖÖ  
Blogger Doruk said...

Mahlep ve fındık mı, son derece başarılı bir eşleştirme!

5:01 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Lazanya çok güzel gözüküyor

1:35 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Ağustos 11, 2006

Anavatanlari Amerika

Alisveris yapilmamis ve evdeki malzemelerin azaldigi bir gun dolap acilir ve icine bir goz gezdirilir. Biraz kisnis vardir, bir avokado, kirmizi soganimiz kalmis mi, evet yarim var. Sebzeligin derinliklerine dogru inildiginde kucuk kirmizi patatesler goze carpar. Amish koylulerinin her hafta pazara getirdikleri patateslerdir bunlar, biraz kalmis. Daha ust raflara bakildiginda gene pazardan alinmis taze sut misirlar goze carpar. Bunlari da 10 dk hasladin mi tamam. Hemencecik oluveriyorlar zaten. Hepsi bir arada yenirse bugunluk de karnimiz doyar.

Pek guzel oldu. Tabaga birlikte koyduktan sonra gozume carpti ki bunlarin hepsi de amerika kitasi kokenli sebzeler/meyveler/tahillar. Hepsinin M.O. 7000’li yillara varan mazisi varmis. Amerika’nin kesfinden sonra once Avrupa’ya sonra da tum dunyaya yayilmislar. Asagiya kokenleri ve yayilmalariyla ile ilgili buldugum bilgileri ekliyorum (malesef ingilizce). Kaynak: http://www.whfoods.com/.

Gelelim tariflere…

Guacamole

Pek cok guacamole tarifi var ve hepsi birbirinden lezzetli aslinda. Ana malzeme avokado oldugundan olsa gerek :) Ama kisnis olmazsa olmazi bence guacamole'nin. Bizim tarifimiz de soyle:

Malzemeler (2 kisilik):

1 olgun avokado (kup seklinde dogranmis)
½ kirmizi sogan (ince kupler seklinde dogranmis)
1 kucuk domates (ince kupler seklinde dogranmis)
¼ demet taze kisnis (cok ince dogranmamis)
1 yemek kasigi eksi krema
½ misket limonunun suyu
deniz tuzu
taze cekilmis karabiber

Avokadonun olgununu nasil sececegiz? Rengi kopkoyu yesil olacak once. Gozumuze kestirdigimiz bir tanesini elimizle de bir kontrol etmemiz gerekiyor. Uzerine azicik bastirdigimiz zaman parmagimiz iceri biraz gomulecek ama hafif bir basincla da karsilacak. Iste bu avokadoyu oldugu gibi kullanabiliriz. Rengi donmus ama daha sert etli olanlarini tezgahin ustunde bir kac gun bekleterek de olgun hale getirebiliriz. Bazen oyleleri daha ucuza satiliyor ve acele kullanilmayacaksa alinabilir, neden olmasin.

Avokadoyu dogramanin da kolay teknigi bu adreste fotograflariyla guzelce anlatilmis.

Yapilisi:

Kup seklinde dogranan avokadonun uzerine rengi koyulasmasin diye once yarim limin (veya limonun) suyu eklenir. Buna eksi krema, sogan, kisnis ve domates eklenir. Domatesin dograrken cikan fazla suyu mumkunse eklenmez, zira guacamoleyi biraz sulandiriyor ve rengini bozuyor. Hepsi karistirilir, tuzu ve biberi ayarlanir.

Acili versiyonu icin de cekirdekleri cikarilmis ve cok ince kup seklinde dogranmis bir jalapeno eklenebilir.

Biberiyeli Patates

Malzemeler:

250 gr kucuk patates (ikiye bolunecek, buyuk patates ise dilimlenecek)
2 dal biberiye (yapraklari ince ince kiyilacak)
2-3 yemek kasigi sizma zeytinyagi
deniz tuzu
taze cekilmis karabiber

Yapilisi:

Biberiye, zeytinyagi, tuz ve karabiber patateslerin yuzeyine iyice yedirilir. 200 C’ye (400 F) isitilmis firinda 15-20 dk pisirilir.

Afiyet olsun…

Ek Bilgiler:

Avocado

Avocados are native to Central and South America and have been cultivated in these regions since 8,000 B.C. In the mid-17th century, they were introduced to Jamaica and spread through the Asian tropical regions in the mid-1800s. Cultivation in United States, specifically in Florida and California, began in the early 20th century. While avocados are now grown in most tropical and subtropical countries, the major commercial producers include the United States (Florida and California), Mexico, the Dominican Republic, Brazil and Colombia.

Potato

Potatoes originated in the Andean mountain region of South America. Researchers estimate that potatoes have been cultivated by the Indians living in these areas for between 4,000 and 7,000 years. Unlike many other foods, potatoes were able to be grown at the high altitudes typical of this area and therefore became a staple food for these hardy people.
Potatoes were brought to Europe by Spanish explorers who "discovered" them in South America in the early 16th century. Since potatoes are good sources of vitamin C, they were subsequently used on Spanish ships to prevent scurvy. They were introduced into Europe via Spain, and while they were consumed by some people in Italy and Germany, they were not widely consumed throughout Europe, even though many governments actively promoted this nutritious foodstuff that was relatively inexpensive to produce. The reason for this is that since people knew that the potato is related to the nightshade family, many felt that it was poisonous like some other members of this family. In addition, many judged potatoes with suspicion since they were not mentioned in the Bible. In fact, potatoes initially had such a poor reputation in Europe that many people thought eating them would cause leprosy.
Some of the credit for the rise in potatoes' popularity is given to two individuals who creatively engineered plans to create demand for the potato. In the 18th century, a French agronomist named Parmentier created a scheme whereby peasants could "steal" potatoes from the King's "guarded" gardens. He also developed and popularized the mashed potato that became popular probably because he made this suspicious vegetable unrecognizable. Another person who was instrumental to the acceptance of potatoes was Count Rumford. A member of the British scientific group, the Royal Society, Rumford created a mush soup made of potatoes, barley, peas and vinegar, which the German peasants adopted as a satisfying and inexpensive dish.
The potato was thought to have been first brought to the United States in the early 18th century by Irish immigrants who settled in New England. People in this country were slow to adopt the "Irish potato" and large scale cultivation of potatoes did not occur in the U.S. until the 19th century.
There are not that many foods that can claim that a pivotal historical event centered around them. But the potato can. By the early 19th century, potatoes were being grown extensively throughout Northern Europe, and potatoes were almost solely relied upon as a foodstuff in Ireland owing to this vegetable's inexpensive production and the poor economy of this country. Yet, in 1845 and 1846, a blight ruined most of the potato crop in Ireland and caused major devastation: this event is known as the Irish Potato Famine. Almost three-quarters of a million people died, and hundreds of thousands emigrated to other countries, including the United States, in search of sustenance.
Today, this once-infamous vegetable is one of the most popular throughout the world and the one that Americans consume more of pound for pound than any other. Currently, the main producers of potatoes include the Russian Federation, Poland, India, China and the United States.

Corn, yellow

An important food plant that is native to America, corn is thought to have originated in either Mexico or Central America. It has been a staple food in native civilizations since primitive times with some of the earliest traces of meal made from corn dating back about 7,000 years.
Corn has played and still continues to play a vital role in native American cultures. It has been greatly honored for its ability to provide not only sustenance as food but shelter, fuel, decoration and more. Because of the vital role that corn played in the livelihood of many native cultures, it has been one of the important icons represented in the mythological traditions of the Mayan, Aztec and Incan Indian civilizations.
Traditional dishes made with corn often included a small amount of lime - not the fruit, but calcium oxide, the mineral complex that can be made by burning limestone. Limestone is a sedimentary rock that is composed of calcium carbonate and occurs naturally across the United States. This lime added to a corn meal was generally obtained from the fire ash because a small amount of lime is produced simply from the burning of wood into ash. The reason for this process was simple: people seemed healthier when the pot ash was added. Now we know why. The niacin (vitamin B3) in corn is not readily available for absorption into the body, and lime helps free this B vitamin, making it available for absorption.
When Christopher Columbus and other explorers came to the New World, they found corn growing throughout the Americas, from Chile to Canada. It was consumed both as a vegetable and as a grain in the form of cornmeal seasoned and eaten as an accompaniment to vegetables, fish or meat. The corn that was prized was not just limited to the yellow and white kernel varieties that we know, but many other more popular varieties that featured kernels of red, blue, pink and black and were not only solid, but spotted or striped.
Corn was brought back to Europe by Spanish and Portuguese explorers who later introduced it throughout the world. However, many of the European explorers coming over to North America ignored Native American traditions - including the pot ash tradition - and later fell victim to the vitmain B3 deficiency disease called pellagra. Today, the largest commercial producers of corn include the United States, China, Brazil, Mexico and the Russian Federation.

Kaynak: http://www.whfoods.com/

8 Comments:

Blogger Tijen said...

bu siteni nasil olmus da görmemisim?
ellerine saglik vallahi.
en çok neye özendim biliyor musun avokadoya. özledim antalya'daki avokadolari. tabii burhaniye'de yok! burda da baska seyler var ama..
selamlar
tijen

4:13 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Tijencim selam, burasi cok yeni zaten, bir sey kacirmadin yani, hosgeldin :) E sizin Burhaniye'de neler var o zaman avokado yoksa, Maya'yi saymiyorum :)

3:27 ÖS  
Blogger Papatya said...

Merhabalar,
avokadoyu biz de cok seviyoruz, Giritin dogusunda yetistirildigi icin de her zaman ve cok uygun fiyata tazecik avokadolar bulabildigimiz icin sansliyiz. Guakamoleniz leziz gorunuyor :) Benim sizi ilk ziyaretim oldugundan eski yazilarinizi da okudum. En cok da izgarada enginar fikri hosuma gitti.. sevgiler,
Papatya

3:55 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Merhaba Papatya, hosgeldiniz bahcemize ve de tesekkurler :) Ben de sizin blogunuzu takip ediyorum aslinda bir suredir. Girit'ten aktardiklariniz muhtesem gercekten de, ne kadar bereketli bir yer. Hatta yildiz seklinde enginarlardan bahsetmistiniz bir yazida, cok hostu. Belki onlarla denersiniz artik mangalda enginari :)

2:28 ÖS  
Blogger ycurl said...

Ben denedim bu guacamole tarifini. Pek bir begendik :) Bu arada avokado kolesterolu dusuruyormus. Erik dikkatli olmak gerek dedi ama okudugum yazilarda tam tersini soyluyordu ;)

4:16 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Ycurlcum, begendiginize sevindim. Kolestrol hikayesini bilemeyecegim pek. Kendisi kolestrol iceriyor avokadonun ama metabolizmaya etkisi nasil oluyor bunun bilemiyorum. Kupune dusmemek lazim derim sonucta :)

12:26 ÖS  
Blogger Evren Yasa said...

bayıldım ben bu avokado goruntusune. ben de hazırladıktan sonra avokadonun kendi kabuklarında servis yapiyorum cok sik oluyor, tavsiye ederim

3:44 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Evren, cok tesekkurler. Aslinda ben de kendi kabuklarina koydum avokadonun :) Bence de harika bir sunum sekli. Sevgiler.

11:48 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

Mangalda Enginar


Mangal mevsimi tam gaz devam ediyor. Gerci yagmur ve kar da bizi pek durduramadi daha once ama yazin elbette bu isin keyfi baska oluyor.

Enginari boyle yakin zamanda bir restoranda denedim ve cok hosuma gitti. Harika bir aperatifti, hafif ve de lezzetli. Hemen kendim yapmaya giristim. Mangal yoksa sadece haslayarak da yenebilir enginar ve bu da cok lezzetli oluyor elbette. Mangalda yapildigi zaman ise enginarin fazla suyu gidiyor ve daha yogun bir enginar tadi aliniyor. Bir de komurun kattigi o lezzet apayri tabii…

Malzemeler:

1 butun enginar
½ limon
sizma zeytinyagi
tereyagi (istege bagli)
tuz
taze cekilmis karabiber

Sos icin:

1 tatli kasigi Dijon hardali
1 tatli kasigi eksi krema (mayonez de olabilir)
1 yemek kasigi limon suyu
tuz

Yapilisi:

Butun enginarin ucu ve yapraklarinin sivri uclari kesilir. Yarim limon eklenmis (suyu ve kabugu) bol suda 20 dk kadar haslanir. Enginarin yapragi koparilmak istendiginde direnc gostermeden kopuyorsa olmus demektir. Fazla suyu suzulur, ortadan ikiye kesilerek icindeki tuyleri bir kasik yardimiyla alinir. Uzerinde sizma zeytinyagi gezdirilir, tuz ve bolca taze cekilmis karabiber koyulur. Mangalda yuzu atese donuk bicimde 10 dk kadar pisirilir. Pistikten sonra istege gore uzerine tereyagi surulebilir. Bu parlak bir gorunum de kazandiriyor. Sos icinse, yukaridaki malzemeler karistirilir, istege gore daha tuzlu veya limonlu yapilabilir. Sosa banarak yenir.

Afiyet olsun…

4 Comments:

Blogger ycurl said...

Iyi ki actiniz su erik bahcesini. Demek mangalda enginar. Durun ya daha sardalyeleri deneyemedim bir de enginar cikti :) Annem haslar enginarin kabuklarini sonra siyira siyira yersin. Nedense yanina da bakla yakisir.

1:58 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

:)) Iyi ki ziyaretimize geliyorsun sen de Ycurlcum. Sardalyalarla enginari bir postada yaparsin artik, hazir atesi yakmisken :) Erik'in anneannesinin de boyle baklali enginarli cok guzel bir tarifi varmis, anlatip durur. Daha bana yemek kismet olmadi maalesef.

1:57 ÖS  
Blogger Oya Kayacan said...

Seneye artık, minik enginarların peşinde koştuğum ve rastgelmişse bulduğum bir günün akşamında, bahçedeki dut ağacının altında, yanında da kısmet neyse, mangalda...

2:38 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Oyacim, ruzgar da pufur pufur essin bi yandan enginarlar olurken :)

2:18 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Cuma, Ağustos 04, 2006

Fasulye Yemeği-Gürcü Usulü


Pazarda bir kac haftadir ustuste taze buldugumuz icin bu aralar devamli fasulye pisirir olduk. Once zeytinyagli yaptik, sonra etli. Bu hafta gene dayanamadik, biraz daha aldik. Ama benim canim artik baska bir seyler denemek istedi bu seferki fasulyelerle.

Paula Wolfert’in The Cooking of the Eastern Mediterranean adli kitabini karistirdim biraz. Burada kesin iyi bir tarif vardir diyerek. Yanilmamisim.


Malzemeler:

½ kg taze fasulye
¾ su bardagi yogurt
1 tatli kasigi tarcin
1 fiske toz safran (istege bagli)
1 fiske toz seker
½ demet dereotu
½ demet baska otlar (maydonoz, taze nane, tarhun, zater; ben maydonoz ve nane kullandim)
2 dis sarmisak
3-4 adet yesil sogan
4 yemek kasigi tereyag (ben 2 kasik kullandim)

Yapilisi:

Fasulyeler ayiklandiktan ve yaklasik 5 cm uzunlugunda dograndiktan sonra 10 dk kadar suda haslanir. Suzulur ve bir kenara alinir.

Beri tarafta tarcin, safran ve seker yogurda eklenir, karistirilir ve bu da bir kenara alinir.

Yesil sogan ve sarmisaklar ince ince dogranir, tereyaginda kavrulduktan sonra tencerenin agzi kapali bir bicimde 10 dk orta ateste pisirilir. Buna fasulyeler eklenir ve fasulyeler diriliklerini yitirmeden ancak iyice yumusayana kadar bir 10-15 dk daha pisirildikten sonra ince ince dogranmis taze otlar eklenir, bir-iki cevrilir. Ates kapatilir ve onceden hazirlanan yogurt karisimi da eklenerek karistirilir. Sicak veya oda sicakliginda servis yapilir.

Tarcin-yogurt-fasulye uclusu kulaga biraz tuhaf gelse de cok uyumlu bir lezzet cikti ortaya. Dereotlarindan dolayi biraz bakla havasi da vardi. Klasik yemeklere hos bir alternatif. Hele bizim gibi burada bakla bulamayanlar icin ideal.

Afiyet olsun…

5 Comments:

Blogger bgm said...

Hm.. Lezzetli ve degisik gorunuyor.. Ben de deneyeyim..
Bu arada siz gizli define gibiymissiniz.. İyi ki bu erik bahcesini actınız.. :)

8:59 ÖÖ  
Blogger Oya Kayacan said...

Çingene kebabı da çok güzel, fasulyeler de. Hele rakı mezesi denen yerde akan sular duruyor.

11:47 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Bgmcum :) Sagol tatli sozlerin icin. Umarim begenirsin denediklerini.

Oyacim, cok sagol. Senden boyle guzel sozler duymak ayri bir tesvik edici oluyor. Bir de, raki mezesinin yeri bizde de ayri :)

11:22 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

siz galiba malahto yemegini yapmaya calismissiniz ama annemin yaptigindan cok daha farkli olmus. gurcu kokenli oldugumuz ve karadenizli oldugumuz icin annem icinde mutlaka findik ve ceviz kullanir.

1:59 ÖS  
Blogger YesilErik said...

Hatice, yemegin bahsettiginiz malahto yemegi olup olmadigini bilemiyorum. Tarifi aldigim kitapta isim verilmemisti. Eminim findik veya cevizle de cok guzel oluyordur.

4:53 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Salı, Ağustos 01, 2006

Cingene Kebabi


Cingene kebabi, eskiden beri en cok sevdigim lezzetlerden birisi. Hem hafif, hem de yapimi son derece kolay. Icinde hic et olmayan ve kebaptan cok salataya benzeyen bu yemek, yaz aylarinda Trakya'da oldukca sIk yapiliyor. Bu kebabi cok sevmemin en buyuk nedenlerinden birisi de beni cok eskilere goturuyor olmasi sanirim. Babamin da cok sevdigi bu kebaptan bir borek tepsisi dolusu yapip aksam yemegi olarak yedigimiz cok olmustur. Ekteki iki kisilik tarif, benim yapmaya ve gormeye alisik oldugum miktarin neredeyse ucte biri. :) Kisin firinda ya da ocak uzerinde de yapilabiliyor. Bu arada, cingene kebabi raki mezesi olarak da mukemmeldir.

Icindekiler:

  • 2 orta boy patlican (yaklasik 500g)
  • 2 orta boy domates
  • 8 iri sivri biber
  • 1/3 demet maydonoz
  • 2 corba kasigi sirke
  • 2 dis sarmisak
  • 1/2 corba kasigi teryagi
  • Tuz


Yapilisi:
Patlican, domates ve biberi mangalda kozleyin. (Bu islem 225C (450F) firinda 25-30 dakikada da yapilabilir.) Kozlenmis sebzelerin kabuklarini soyun, biberlerin cekirdeklerini cikartin. Domates ve biberleri karistiricida (blender) iyice pure haline getirin. Patlicanlari bicakla kucuk kucuk dograyin, ama cok ezmemeye ozen gosterin. Maydonozu ince ince dograyin. Havanda sarmisagi tuzla ezin, icine sirkeyi ekleyin. Ben yaklasik 1 tatli kasigi tuz kullandim, ama siz damak tadiniza gore karar verebilirsini elbette. Butun malzemeleri karistirip uzerine eritilmis tereyagini dokun. Bu kadar...


Bu tarif son derece esnek. Ornegin ben sivri biber bulamadigim icin her patlican icin 1-1,5 poblano ya da cubanel biberi kullaniyorum. Yukaridaki fotograflarda iki cubanel ve bir jalapeno biberi goruyorsunuz. Acikcasi jalapeno kebabi fazla aci yapti, neredeyse butun kebabi ben yemek zorunda kaldim. Tereyagi cok guzel bir tad veriyor, ama zeytinyagli ya da tamamen yagsiz da yapilabilir.

Afiyet olsun...

4 Comments:

Blogger ycurl said...

Biz buna patlican salatasi deriz :) Kozlenmis patlicanlar ve biberler ince ince bicakla islem gorur. Domateste ayni sekilde. Ve hepsi karistirilip ustune limon ve zeytinyag. Ekmegi bana bana yersin sonra da.

10:37 ÖÖ  
Blogger Dalgic said...

Ycurl'cuum, acik acik yazmadim ama biz de bunu eskiden domates ve patlicani ellerimizde sIkarak (ya da mIncIklayarak, artik nasil dersen) yapardik. Tahmin edebilecegin gibi eskiden elektrikli mutfak aleti olarak bir tek buzdolabi vardi bizim evde. Elde yapilani nedense daha da lezzetli olurdu. :)

1:12 ÖS  
Blogger ibeking said...

e ben bundan yapmaz mıyım şimdi yazlığa gidince...

3:52 ÖÖ  
Blogger YesilErik said...

Ycurlcum, sanirim bu Cingene Kebabi'nin olmazsa olmazi uzerinde eritilmis tereyagi gezdirilmesi. Biz koymuyoruz ama.. Onun disinda evet, bir nevi patlican salatasi.

Ibekingcim, denediysen umarim begenmissindir.

11:02 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Powered by Blogger